 |
Ramazan Çakıroğlu |
ramazanca@msn.com |
|
5.Medya ve Kültür Sempozyumu’nun Ardından
5. Medya ve Kültür Sempozyumu 2-4 Temmuz 2009 tarihleri arasında ZKÜ Tıp Fakültesi salonlarında yapıldı. Açılışta, ZKÜ Rektörü Sayın Açıkgöz’ün derinlemesine Zonguldak tarihi ve Zonguldaklılık bilincini içeren konuşmasının yanında, Gönül Pultar, Orhan Erinç ve Erman Yerdelen de birer konuşma yaptılar.
Sempozyum programında Zonguldak Araştırmaları, Avrupa-Avrupa, Yerel Medya, İşçi Sineması, Cinsiyet ve Kimlik, Yurttaşlık- Kimlik, Siyasal İletişim, Kadın ve Medya, Çocuk ve Medya, Kent ve Medya, Toplumsal Hareketler ve Bellek, Frankfurt Okulu, Medya Çalışmaları ve Türkiye gibi konular yer aldı.
İlk genel oturumda Hıfzı Topuz derin deneyim ve saptamalarıyla yaptığı konuşmasında, yerel ve ulusal basının geleceğiyle ilgili sıkça umudunu yineledi. Ancak, ortaya koyduğu tablo ise geleceğe ilişkin çok iç açıcı bir ufuk çizmedi. Ki, genç bir gazeteciye; “Şu anda fotoğraf makinamı burada bırakıp evime gitmek istiyorum” dedirtti! Fikret Bila ise, yerel basının sorunlarının çözümünü, yerel ve yerinden yönetimlerin güçleneceği döneme bıraktıysa da yerel ve yerinden yönetimlerin geniş topluluklardan daha çok yerel rantiyeci azınlığın eline geçmesi tehlikesi yönündeki kaygıyı yanıtsız bıraktı. Erman Yerdelen ise, medyada oligarşik yapıya defalarca dikkat çekti…
Sunulan otuz üç ana başlığı birkaç öğeye indirgemek gerekirse, şöyle bir görünüm çıktığı söylenebilir: Sempozyumun daha çok medya ağırlıklı seyretmesi “kültür” kavramı ve işleyişini ikinci planda bırakmıştır. Medya ve ulusal basın, yerel iletişimlere yaklaşım, cinsiyet, siyaset ve iletişim, sinema ve reklam, toplumsal bellek, kadın bedeni-meta ilişkisi üzerinde genişçe durulmuştur. Başta, toplum uyarımı konusunda Görünmeyenler/Kontralar (karşı olma, karşı duruş) konusu olumlu tartışmalar başlatmıştır. Reklam iletişimi konusundaki sunumcuların, neredeyse tümüne yakını bildirilerini kadın-meta ilişkisine ayırmıştır. Bu konunun ana yüzü erkek-meta ve insan-meta ilişkisi gölgede kalmıştır. Arada, kadın özellikleri ve yansımasını, hem mitolojik dayanaklara hem de sistemler üstü anlatma çalışmaları da ilgi çekici olmuştur. Teorik tartışmalarda Türkiye’de Frankfurt Okulu’nun etkileri, Walter Benjamin, Adorno ve Müzik (ilişkisi) ele alınmıştır.
Sempozyumda güncel ve hassas olarak ele alınan medya ve kültür kavramı, bildiri sunanlarda ve tartışanlarda coşkuya yol açarken, aynı ilgiyi kentteki aydınlardan gördüğü söylenemez.
Sempozyum için, önemli ölçüde emek, özveri ve finans da gerekmiştir. Bunlar, gerek bilim insanları, gerekse Sempozyum’a destek veren kişi ve kuruluşlarca yürekten karşılanmış olmalı ki Sempozyum başarılı olmuştur. Bilimden, bilgiden ve aydınlanmadan yana olan bizler de tüm katkı ve sunumu olanlara teşekkür borçluyuz.
Ülkemizin ve Dünyanın, bilim insanlarının, özgürlük, eşitlik ve adalet terazisinin her zaman ve herkese gerekli olduğunun yolunu açacak, bilimi insanlığın ortak hizmetine sunacak, nice Sempozyum ve bildirilere altın harflerle imza atmasını diliyoruz…
Okunma Sayisi : 3316
Yazılma Tarihi : 2009-07-07
|
<< Yazara Geri Dön <<
|
Yorumlar
Henüz Hiç Yorum Yazılmamış. Bu Yazıya Yorum YazınELEŞTİRİYE EVET HAKARETE HAYIR!...
Yorum köşemiz düşüncelere zenginlik katmak için hizmet vermektedir.
|
|