 |
Hamit Kalyoncu |
kalyoncuhamit@hotmail.com |
|
ME�HUR OLACAKTIK AMMA!..
Çaycuma’da yapt���m�z “Gençlik Gecesi”nde (2.03.1963) program dolu görünsün, milleti de e�lendirelim diye Erkan Özdemir’le birlikte “Matrak Karde�ler” ad�yla sahneye ç�km��t�k. Neyi nas�l yapaca��m�z� da tam olarak belirlememi�tik asl�nda. Do�açlama bir �eyler yapacakt�k. O dönemlerde radyoda ve sahnelerde baz� oyuncular�n ikili oynad�klar� programlar, parodiler vard�. Onlardan da esinlenecektik ama daha çok yerel olacakt�k. Kendi ürettiklerimiz ço�unlukta idi. Ö�renci ya�am�ndan türküler-�ark�lar vard�. Çe�itli �iirleri de farkl� biçimde okuyorduk. Metinleri ben yaz�yordum tabii ki. Programa bir de “Çaycuma’dan Reklamlar” bölümü koymu�tuk. Çar�� esnaf�n� �öyle bir ince ince i�neledikten sonra s�ra, ön tarafta oturan genç i�adamlar�m�zdan Maksut Çavdar’a gelmi�ti. Bir-iki ya�lama cümlesiyle “Taksitçili�i Çaycuma’da ba�latan ki�i” oldu�unu söyledik. Çavdar, keyifle gülümsedi. O y�llarda “Her genç k�za bir Zetina” slogan� ile diki� makinesi sat�yordu. Ama biz bu i�e biraz limon s�karak, “Taksitle kaz�kç�l���n sembolü” deyince, sandalyesinden hoplad���n�, hatta homurdand���n� hat�rl�yorum. Seyirci ile birlikte biz de gülüyorduk o andaki duruma. Sonra “Bir Türk Filmi” taklidimiz vard�. Sevdi�im k�z�, “Kezban’� M�kdar�n o�luna gapt�rmamak içün grav grav furmu�tum!” Hemen arkas�ndan çifte telliye girmi�, hem oynay�p hem söyliyerek, Ye�ilçam filmlerine ince bir gönderme yapm��t�k. Ard�ndan okul ve ö�rencilik hayat�ndan ezgiler vard�. San�r�m onbe� dakika kadar bir programd�. Bu Erkan’la ilk denememizdi. Ama epey alk�� alm��t�k do�rusu. Biz i�in dalgas�ndayd�k ama bir �eyler yapabilece�imizi, yapabildi�imizi göstermi�tik. Ve marifetlerimizi ilk kez Çaycuma’daki Gençlik Gecesi’nde sergilemi�tik. ÜN�VERS�TE YILLARINDA Üniversitede okurken yurt s�ras� geldi�i için, otelden kurtulup D��kap�’daki Y�ld�r�m Beyaz�t Ö�renci Yat� Yurduna kapa�� atm��t�m. K�sa bir süre sonra fakültede ayn� bölümde okudu�umuz arkada�larla genellikle ak�am yeme�inden sonra bir araya gelme�e ba�lam��t�k. Bir ak�am çay sohbeti s�ras�nda “Baz� arkada�lar�n s�nav harçlar�n� ve reçete ücretlerini ödeyemedi�i” söylendi. Elbette üzücü bir durumdu. Ama bir öneri hepimizi etkilemi�, ate�lemi�ti: “Her ay s�k��maktansa onlar için bir ‘E�lence Gecesi’ düzenleyelim.Hem milleti e�lendirelim hem de bilet sat�p para toplayal�m”. Öneri, hepimiz taraf�ndan kabul gördü, i�bölümü yaparak, görevleri payla�t�k. Yurt binas�n�n biti�i�inde K�z Ö�renci Yat� Yurdu vard�. Onlarla da ba�lant� kurulacakt�. Hemen duyurlar haz�rland�, kap�ya duvara as�ld�, Kantin hopörlerinden sesli duyurular yap�ld�. Günü ve saatinde bekleyi�e geçtik. Epey bekle�tik, ama kimse gelmemi�ti. Demek ki iyi duyuramad�k, dedik, yeniden ayn� i�lemleri yapt�k. Gele gele bir k�z bir erkek geldi. Moralimizin bozulmas�na ra�men bu kez oturduk, “biz neler yapabilirizi” konu�ma�a ba�lad�k. Tek perdelik oyun oldu�u için �air Evlenmesi elde birdi. Oyunu, Ertan yönetecekti, �air Mü�tak Bey’i Necati, Mahalle �mam� Ebul Lâklâka’y� Hamit, Bekçi Atak Köse’yi Ergun, Çöpçü Batak Ese’yi Ertan, Hikmet Beyi Mehmet oynuyorduk. HALK MÜZ��� KORO �EFL��� 4 Aral�k.1965 günüDil ve Tarih,Co�rafya Fakültesi (DTCF) Farabi Salonunda sergilenecek program� Mehmet sunacakt�. 7 K�z, 9 erkek ve 5 ki�ilik ba�lama grubu ile bir Halk Türküleri Korosu kuruldu, Ziraat Fakültesinden bir arkada� yönetme�e ba�lad�. Sahneye ç�k��a 8-10 gün kala Koro �efi acil bir durumu nedeniyle b�rakt� gitti. Kald�k ortada. O s�rada saz grubu yöneticisi �ahin, “Hamit arkada�, sen geç koronun ba��na, beni takip et, hallederiz” dedi. �ahin, baz� türkücülerle programa da ç�k�yordu. �ki-üç provadan sonra ben, DTCF’nin o büyük Farabi salonunda Halk Müzi�i Korosunu, �efli�ini yaparak yönetme ba�ar�s�n� göstermi�tim. Gazi E�itim Enstitüsü’ne gittik, Karadeniz Halkoyunlar� ekibini programa katt�k. Müthi� bir gösteri yapm��lar, izleyiciler ayakta alk��lam��t�. Sa�l�k �daresi Yüksek Okulundan bir Türk Sanat Müzi�i Grubu davetimizi kabul etti. Program s�ras�nda solistleri bir ara mikrofonu yere b�rakt�, koca salonda ç�plak sesle okuma�a ba�lad� ki bütün salon co�kuyla alk��lad�. Karsl� bir arkada� yoluyla Kars Folklor Ekibine yer verdik, Bat� Müzi�i Grubu, Folklorik oyun, �iirler-f�kralar, �ark�lar, türküler her �ey vard� programda. Bu kadar yo�un program içinde de bizim “Matrak Karde�ler” in de yeri vard� ku�kusuz. Ergun adl� arkada�la yeni bir program haz�rlam��t�k. Ben ba�lama, Ergun flüt ve ka��kla ç�k�yorduk. Program�m�z�n iskeletini Türk Filmleri taklidi, Baba Beni Eversene, Para-lanma, Fantezi ��ler, çeviri �iirler olu�turuyordu. Sadece söylemek de�il, oynuyorduk da. Bu defa esas konumuz, izleyicilerin ço�unlu�u yurtta kalan k�z-erkek ö�renciler oldu�u için, onlar�n ya�ad�klar� çe�itli zorluklar� ve idarecileri ele�tirmeyi; yatakhanede görevli “Emin Efendi”, yurt banyosu görevlisi “Ci�erim” ve ö�rencilerin dostu “Dinç Day�” a�z�ndan esprili bir �ekilde dile getiriyorduk. SAHNEN�N ÖNÜ-ARKASI Program keyifli bir �ekilde sürerken, bir ara 4-5 sazla temiz giyimli bir ki�iyi kuliste bekler gördüm. Mehmet’e “Kim bu? Kim Davet etti?”. Mehmet, “Bilmiyorum. DTFC’de okumu�, yard�m amaçl� oldu�unu duyunca katk� ve destek verme�e gelmi�”. “Ne olacak �imdi? Program ta� gibi dolu”. Sahne Amirimiz Mehmet, omuzlar�n� kald�r�p, s�ras� gelen grubu sunmak için, sahneye yürüdü. Gelince de, “Türk Sanat Müzi�i yapan Metinler’in grubunun görünmedi�ini” söyledi. �ki �iir oku, bir-iki f�kra anlat, zaman geçmiyor, bizim arkada�lar görünmüyor. “Folklorik Oyunu” sahneye sürdük, 17 dakika idare etmeye çal��t�k. Sonra Mehmet’le, “O türkücüye yar�m saatlik süre verelim sahne bo� kalmas�n” dedik. Ankara Radyosu sanatç�s� oldu�unu da ö�rendi�imiz ne yaz�k ki �u anda ad�n� an�msayamad���m “Türkücü” salonu öyle bir güzel co�turdu ki, vur patlas�n çal kütlesin gidiyor. Üçüncü türküye geçmi�ti ki “Metinler”in Türk Sanat Müzi�i grubu da gelsin mi? Bizim arkada�lar, “O türkücüyü indir, bizimkini ç�kart!”diyor. “Yahu öyle �ey olur mu? 17 dakika sizi bekledik, neredesiniz?”. Hiiç kusura bakmay�n, Türkücü program�n� bitirir, sonra da siz ç�kars�n�z”. Onlar ise, “Biz de ç�km�yoruz i�te!” diyerek afra tafra ederek saz grubu ile sahne arkas�n� terkettiler. Sinirlerimizin iyice gerildi�i anlard�. Sonra da haber gönderip, tiyatroya ç�kacaklar�n� söylediler. Salonun ön taraf�nda herkes türkü söyleyip co�ku içinde e�lenirken, bizler arkada h�r-gürle birbirimize girecektik nerdeyse. Üç saate yak�n süren program� ba�ka bir aksamaya meydan vermeden bitirebildik. ME�HUR OLACAKTIK AMMA!.. Bizim bölümde (Türk Dili ve Edebiyat�) k�sa ad� TEK olan Türk Edebiyat� Kulübü vard�, Bu yüzden bize “Tekçiler” diye tak�l�rd� di�er bölüm arkada�lar�. Onlar da bir gece düzenlemi�lerdi. TEK Gecesi, o y�llarda Ankara’n�n ünlü otellerinden Belvü Palas’ta yap�lacakt�. Bizi de ça��rd�lar. Ç�kmamak olmaz dedik. Bizim bölüm olunca akan sular duruyordu. Bu kez “üç matrak” olmu�tuk:Ben yine ba�lama, Ergun flüt ve ka��k, D�g�d�g� Ahmet akerdeon ile ç�kt�k. Program 25-30 dakika sürmü�tü. Baya�� da sükse yapm��t�k! Derken bizim grubu K�z Teknik Olgunla�t�rma Gecesine ça��rm��lar. Bizim çocuklar “k�zlarr!” diye bal�klama atlamaya haz�rlar ama ben “I��h! N’ay�r, n’olamaz” dedim. Ard�ndan bir hariciyeci, o�lunun gecesine istemi�, bu paral� bir i�mi�!. Bu gidi�le “me�hur” da olabilirdik!..Oysa ben o güne kadar hiç maddi ç�kar gözetmeden hep katk� ve destek amaçl� ç�km��t�m programlara. Dedim “U�aklar bu konu benim için bitmi�tir. Siz yeni bir ekip yap�n, devam edin” diyerek, me�hur olmaktan vazgeçtim ve i�i noktalad�m.
Okunma Sayisi : 606
Yaz�lma Tarihi : 2021-06-08
|
<< Yazara Geri Dön <<
|
Yorumlar
Hen�z Hi� Yorum Yaz�lmam��. Bu Yaz�ya Yorum Yaz�nELE�T�R�YE EVET HAKARETE HAYIR!...
Yorum k��emiz d���ncelere zenginlik katmak i�in hizmet vermektedir.
|
|