Hamit Kalyoncu 
kalyoncuhamit@hotmail.com 

BALKAYASI

Zonguldak’la Kozlu arasındaki sahilde Karadeniz’e bir hançer gibi sokulur Balkaya kayalıkları.  Üstüne baktığınızda kayalarda griyi, defnelerde yeşili, denizde maviyi, dalgaların köpüklerinde ise beyazı, tüm güzelliği ve en doğal görünümüyle  görebilirsiniz. Martıların çığlıkları bu  görkemli güzelliğin doğal orkestrasıdır dalgaların sesiyle birlikte. Bazan mis gibi kokularıyla defneliklerden fırlayan haşarı birkaç dal yapraklarını sallandırır denize doğru. Yeşille mavinin kucaklaşmasıdır bu görünüm. Bereketli Karadeniz’in balıkları kuyruklarını suya vurarak doğanın bu cümbüşüne ritim tutarlar çoğu zaman. Ama bir oltanın sallantısı yerine, korkunç bir dinamit patlamazsa tepelerinde..  
          Orhan Veli’nin “Balkaya’dan Kapuz’a kadar” dizesi o yılların kent sınırlarını belirler sanki batıdan doğuya. Ben ise bu kayalıklara baktığımda hep  “yalçın kayalıkların göklere yükseliyor”  dizelerinin de yer aldığı bir okul şarkısını  anımsarım. Al bu dizeyi koy Balkaya’nın yanına. Bir de öyle bak  o yalçın kayalıklara denizden!.. Şarkıdaki “yalçın kayalıklar” Ilgaz dağlarını anlatıyor tüm şiirsellikleriyle. Balkayası öyle mi ya?..
          Bizim Çelikel’deki öğrencilik yıllarımızda, daha önceleri ve sonraları da hep “Aşkların ve intiharların mekanı” olarak bilinirdi bu kayalıklar. Aşıklar, babaların ve ağabeylerin gözünden, öfkesinden uzakta, ancak bu kayalıkların kuytularında tutabilirlerdi birbirlerinin ellerini. Bu kayalıklara sığınarak, saklanarak yaşayabilirlerdi gizli mutluluklarını duyduğumuz kadarıyla. Başardıklarında mesele yok! Deniz onlara en güzel aşk şarkıları mırıldanır kayalıklarla  buluştuğu yerde.. Kuşlar mızıka çalar defneliklerde.. Başaramadığında ise düşün o dalgaları.. Yuvarlana yuvarlana gelir açıktan.. Yükselir, yükselir.. ve bir büyük hınçla patlar kayalıkların üstüne..İşte babaların, ağabeylerin öyle bir gazabına uğrayabilir ceylan yürekli gençler!..
               Balkaya her ne kadar binlerce aşka, sevdaya mesken olmuşsa, bir o kadar da düşlerin dal aradığı yer olmuştur tutunacak.. Bahtsız, umutsuz, yüreği kanayarak kendini bırakan gencecik fidanların beyaz köpükler sarmıştır bedenlerini gelinlik yerine çoğu kez. Tüm Balkaya kara ağıtlara bürünür o zaman. Kayalıklar, defneler, martılar, kelebekler ve tabii ki balıklar küserler sanki yaşama.. Balkaya kayalıkları gibi ürkütücü  ve  korkunç bir sessizlik kaplar doğayı. Yaşamı  derin bir ağıt kucaklar..
             BALKAYA’DAN KAPUZA KADAR
              Doğan Şadıllıoğlu, Ertan’ın meyhanesinde Orhan Veli’nin şiirlerini okuyarak merak  duyduğunu anlatmıştır şiir yazmaya. Garsonun  “çek bir Arjantin!” diye sipariş ettiği beyaz köpüklü birasını yudumlarken içkiden çok şiirler çarpmıştır Doğan’ı.. Orhan Veli ise 1944 yılında gelmiştir Zonguldak’a. Arkadaşı Oktay Rıfat’ı ziyaret etmektir geliş nedeni. “Garip Şiiri”nin önemli ismi Oktay Rıfat askerliğini yapmaktadır o dönemde Zonguldak’ta. Ama büyük şairin 1946’da yayınladığı “Destan Gibi” adlı kitabındaki “Yol Türküleri” adlı uzun şiirinin dizelerinde de yerini alır “Balkaya”.
            “Güneşli bir günde
             Masmavi göreceğiz Karadeniz’i
             Balkaya’dan Kapuz’a kadar. 
             Karış karış biliriz biz bu şehri;
             EKİ’nin çiçekli bahçeleri
             Rıhtıma kömür taşıyan vagonlarıyla
             Paydos saatlerinde yollara dökülen
            Sarı benizli insanlarıyla”
 Şair İlhan Geçer ise 1949’da gelmiştir Zonguldak’a. Türk Büyüklerini Anma ve Yaşatma Derneği, Başkan Tahir Karauğuz’un girişimiyle, 29 Mayıs 1949 günü, Ankara’dan davet edilen ve Zonguldaklı sanatçıların da katıldığı bir “Sanat Günü” düzenler. Trenle Ankara’dan gelen 20 şair arasında İlhan Geçer de vardır.  Tanınmış adların bulunduğu şairlere, Zonguldak’tan Saffet Onur, Mehmet Ertugay, Yılmaz Biçer, Ömer Faruk Verimer katılır. İlhan Geçer’in daha sonra yazdığı “Zonguldak Üstüne” adlı şiirinde de “Balkaya” kentin simgesi olarak yerini almıştır dizeler arasında..
                “Esmiyor karayel esmiyor
                Defneler kıpırdamıyor
                 Karadeniz inadına sakin bu akşam
                Şarkılar uzayıp gidiyor
                Balkaya’danKapuz’a kadar
                “Nereden sevdim ben o zalim kadını
                Sahil kahvelerinde
                Balıkçılar dinliyor bu şarkıları.”
              Halim Yağcıoğlu 1950’li yıllarda Zonguldak Ticaret Lisesi’nde öğretmendir.  Edebiyatımıza Samanyolu (1942), Anzelha (1955), Kasım Rüzgarı (1955), Destan Türk (1973), Altın Günlerin Eşiğinde (1976) adlı şiir kitaplarını kazandırmıştır.  Şiirseverler onu daha çok;  “Siz beni halâ anlayamadınız. / Ve anlamayacaksınız çağlarca da.../ Hep tutturmuş 'Yıl 1919, Mayıs'ın 19'u' diyorsunuz./ Ve eskimiş sözlerle beni övüyor, övüyorsunuz./ Mustafa Kemâl'i anlamak bu değil,/ Mustafa Kemâl ülküsü, sadece söz değil”. dizelerinin yer aldığı, salonlarda, alanlarda  sürekli  okunan “Atatürk’ten Son Mektup” adlı şiiriyle anımsayacaklar.
Halim Yağcıoğlu, Ticaret Lisesi’nde öğretmenlik yaparken Zonguldaklı duyguları da yaşar dizelerinden anlaşıldığı kadarıyla. 1955’de yayınlanan “Anzelha” adlı kitabında  bulunan  “Bir Aşk Şiiri” adlı şiirinde “Balkaya” da yerini alır dizeler arasında..   
              “Sonra Kapuz’u dinledim
              Balkaya’da parçalanan dalgaları
              Sırtımı bir kiraza dayadım
              Düşüncenle serinledim”
Atılay D. Demiroğlu’nun bir eli bine yakın şarkıyı tutar “Türk Sanat Musikisinden Bin Güfte” adlı kitabıyla. Bir eli Kurtuluş tarihimizi eşeler “İki Destan” adını verdiği destansı şiirlerle..  Sonra Karadeniz’in  coşkun dalgalarını  valse kaldırır “Rüzgarın Valsi” adlı kitabında topladığı şiirleriyle.  Bu kitapların sahibi Atılay D.Demiroğlu, yaşamının büyük bir bölümünü Zonguldak’ta geçirdikten sonra Kdz.Ereğli’ye yerleşir.  “Zonguldak ve Çocukluğum“ adını verdiği uzun şiiri,  onun Zonguldak’taki çocukluk ve gençlik günlerinin notasız senfonisi gibidir adeta.
          “Balkaya, çok iyi balık yapardı
           Ocaklardan çalınmış dinamitlerden
            Kısa fitilli yapıp atarlardı denize
           Balık sürülerinin üstüne
           Denizin yüzü balıklarla dolardı
           Biz yüzer, dalar, toplardık
           Alamadıklarımız olurdu çok derinlerde
           Deniz dibi bembeyaz görünürdü
           Sırt üstü yatmış beyaz karınlı balıklardan”.
        Atılay D. Demiroğlu  
Karadeniz’e bir mahalle delikanlısı gibi  efelenen ve kafa tutan bu “yalçın kayalıklar”a  neden  “Balkaya” adı verildi acaba? Bu soru henüz boşlukta sallanıyor çok bilinmeyenli  bir denklem gibi. Elimizde iki kaynak var bu konuda. Birincisi, Dr. Abdullah Cemal’in 1922 yılında yayınladığı “Zonguldak Sancağı”  adlı kitabında sözünü ettiği “Bal Baba” söylencesi.
.      Bu konuya geçmeden bir-iki bilgiyi daha aktaralım burada: Behçet Kalaycı’nın “Bir Zamanlar Zonguldak” adlı yazısı, “Balkaya dimdik inerdi denize. Mağarasını deniz kuşları mesken edinmişti. Yeşil defne seli dağlardan denize doğru süzülüp akardı.” diyerek Balkaya’yı tanımamıza katkı sağlar.
              “Balkaya” adı, o yıllarda işyerlerine de ad olarak konulabiliyor:  “1940’lı yıllarda“Balkaya Pastanesi” adıyla bir pastane bulunmaktadır şimdiki İş Bankası’nın bulunduğu yerde. Bu pastanede Halkevi’nin genç aydınları oturur”. Bu pastaneyi diğerlerinden ayrılan özellik ise,  okuyan, araştıran gençlerin buluştuğu bir yer oluşudur. Halkevi’nin gençleri bu pastanede  buluşarak düşün, sanat, edebiyat söyleşileri yapmaktadırlar  kendi aralarında..
BAL BABA SÖYLENCESİ
Zonguldak’ta Kozlu sahil yolunda bulunanBalkaya kayalıkları, aşktan, sevdadan, ölümden yana çok yaşamsal gizleri saklamıştır kayalarının kovuklarında. Denize doğru dik olarak inen  ürkütücü kayalıkların altı-üstü neleri  gizliyordur kimbilir? Bu kayalıklara neden Balkaya adının verildiği ayrı bir araştırma konusudur. Balkaya ile ilgili çok eski bir söylence ise şöyledir:
“Zonguldak ve Kozlu arasında ‘Balkayası’ denilen deniz kenarında hemen şakuli (dik) bir kayalık hakkında efsaneler vardır. Halk burada fırtına geceleri ‘Bal Baba’ tarafından gemicilere işaret makamında ateş yakıldığı ve binaenaleyh bu korkunç mevkiide hiçbir kaza-i bahri (deniz kazası) olmadığı hakkında bir kanaat vardır.
Bu kanaat, ihtimal öyle fırtınalı zamanlarda ya yıldırım ile ağaçların yanması veya kayaların aralarında çobanların ateş yakması, yahut pek yüksek olan bu kayalara dalgaların çarpması ile hasıl olan  su kabarcıkları silsilesi asarından olsa gerektir.”    
              BALKAYASI BALI
Buraya neden “Balkaya” adının verildiği konusunda Hüseyin Şeker Ağabey de kendi  çocukluğundan süzülen bir anısını Pusula gazetesinde anlatarak  çok ilginç bilgiler verir.
“Eniştemle bir gün sandala bindik, kürek çekerek Balkayası’nın oraya geldik. Eniştem yanında getirdiği büyük bir kavanozla denize daldı. Ben balıkları seyrederken eniştem dolu bir kavanozla sudan çıktı.
Bu kayalığın (Balkayası) altından dolanarak geçilince, ufak bir mağaradan su üzerine çıkılıyormuş. O mağaradan dikine gökyüzüne uzanan minare gibi bir yarık varmış. Bu yarığın içine arılar yenilen cinsten bal kovanları yaparlarmış. Bu kovanlardan aşağıya bal akarmış veya damlarmış. Eniştem kavanozu bu balla doldurmuş.
Bu yarık şimdi üstündeki tesislerle kapatılmış. Deniz dibi de dolmuş. ‘Balkayası’ ismi buradan gelir.”
BALKAYA KATLİAMI!
Bu son cümleyi okuyunca hani bir  türkü vardır, “açma yarem kan gider” diyen, işte şimdi onu söylemenin zamanıdır.  O cümle Zonguldak doğasının süreç içinde nasıl korunamadığını da anlatıyor bize.
Ne diyor Hüseyin Şeker: “üzeri tesislerle  kapatılmış, dibi de dolmuş..”
” Demiroğlu da “Balkaya çok iyi balık yapardı” diyor bir dizesinde.
Önce Kozlu yolu yapıldı. Çevrenin doğallığı büyük ölçüde zarar gördü o sıra. Sonraki süreçte oralara tesisler(!) kurulmağa başlandı.
Balkaya’nın mağarasını mesken edinen kuşlar ne oldu acaba, bilen var mı?
Ya dağlardan denize doğru akan yeşil defne seli ne olmuştur, gören var mı?
Ya Şeker’in anlattığı mağaradan yeryüzüne yükselen ve bal arılarının kovan yaptığı kaya yarıkları nereye gitti dersiniz?
Ya Demiroğlu’nun sözünü ettiği balıklar? Ya balıklar…?
Düşünelim de hiç olmazsa kalanları kurtaralım en iyisi…
BALKAYA’NIN EKMEĞİ!
            1960’lı yılların başlarında biz üniversite kapılarına giderken Zonguldak’tan, yeni sesler duyulmağa başlanır Balkaya çevresinde. Soğuksu’da 1957’de kurulan lavuarda,  ocaktan çıkarılan kömürler temizlenmeye, ayıklanmaya başlanır taştan topraktan. Kömürden ayrılan maddeler (curuflar) bir bant üzerinde Balkaya çevresine kadar getirilir ve deniz kenarına dökülür. Bu durum ise yeni bir işkolu yaratır o bölgede. Sahile dökülen atık maddeler içinde kömürlerin de bulunduğu görenler, kendi gereksinmeleri için ayıklayıp toplamaya başlarlar bu kömürleri. Derken iş gelişir ve toplama ekipleri, kampları kurulur kadın-erkek, çoluk-çocuk. Çuvallara doldurulan kömürler satılmaya başlanır. Bir çok aile de  bütçelerine  destek yaratır buradan.
Yıllarca sürer bu durum.  Binlerce insan, “sebeplenir” kömür toplama işinden. Lavuarın kuruluşundan 50 yıl sonra değişen politikalar sonucu TTK asıl görevi olan kömür üretme işini çok az düzeye indirir. Tesis yaşlanmıştır, iktisadi değildirartık. Bir kambur da bu çirkin görünümlü lavuardır Zonguldak’ın sırtında!. Kentin önünü tıkamıştır!. Bu gerekçelerle bu kez yıkmak üzere ilk kazma vurulur Lavuar tesislerine. Kazanılacak alanda ne güzel rant kapıları açılacaktır!. Yıkılmalıdır tez elden. Öyle de yapılmaya başlandı aslında. Ancak, başta Mimarlar Odası olmak üzere kentin sivil toplum örgütleri bu “sanayi mirasını” yıktırmamak, yeni bir düzenleme ile kente kazandırmak için karşı çıktı yapılanlara. Yıkım durduruldu, “savaş artığı bir görünüm” kaldı ortada.  Şimdi üç kule ve yıkık  bina kalıntıları kaderini beklemektedir lavuar alanında.. (Şubat-2009)     

Facebook'ta Paylaş...


Okunma Sayisi : 618
Yazılma Tarihi : 2021-05-24
 
  İstatistik
  Dün : 1045
  Bugün : 1075
  Toplam: 6453351
   Online :

  317 konuk,

 
Tefen67.com

<< Yazara Geri Dön <<

Yorumlar

Henüz Hiç Yorum Yazılmamış.

Bu Yazıya Yorum Yazın

ELEŞTİRİYE EVET HAKARETE HAYIR!...
Yorum köşemiz düşüncelere zenginlik katmak için hizmet vermektedir.
Adı Soyadı :
Email :
Mesajınız :
Güvenlik Doğrulama  
   
 
Tüm Yazılar Tarih Yorumlar Hit
1 .BİR HAYAT KURTARMAK  2021-07-06 0 1484 
2 .MUZAFFER TAYYİP’E SELAM  2021-06-28 0 597 
3 .EMEĞİN BAŞKENTİ OLMAK  2021-06-14 0 651 
4 .MEŞHUR OLACAKTIK AMMA!..  2021-06-08 0 600 
5 .CAMİDE ATATÜRK DÜŞMANLIĞI!  2021-06-01 0 627 
6 .BALKAYASI   2021-05-24 0 618 
7 .Baston ve kültür kenti Devrek..   2021-05-17 0 684 
8 .SERAP ÖĞRETMEN  2021-04-19 0 655 
9 .“ELHAMDÜLİLLAH TÜRKÜM, MÜSLÜMANIM”  2021-03-29 0 655 
10 .Adımız, andımızdır....  2021-03-15 0 761 
11 . BİN YIL ÖNCE / BİN YIL SONRA  2021-03-08 0 670 
12 .SAZIMIN SARI TELİ..  2021-03-01 0 577 
13 .BİZ DE AŞI OLDUK  2021-01-31 0 679 
14 .ÜNİVERSİTEDE ÖĞRENCİ-POLİS  2021-01-14 0 543 
15 .ÖĞRETMENİM  2020-11-23 0 956 
16 .ATATÜRK GİBİ DÜŞÜNMEK  2020-10-20 0 901 
17 .ZEKİ YURTBAY’ın ARDINDAN..  2020-09-28 0 855 
18 .KENTE SAHİP ÇIKMAK   2020-07-13 0 1060 
19 .TANIŞTIĞIM ÜÇ ŞAMPİYON  2020-07-07 0 735 
20 .BÖLGEMİZ ÜZERİNE NOTLAR  2020-06-29 0 924 
21 .ŞEHİRLE BİLEK GÜREŞİ YAPILMAMALI!  2020-06-21 0 834 
22 .67 İÇİN UMUT RÜZGARI  2020-06-16 0 738 
23 .ÇAYCUMA’DA KÖKTÜRKLER  2020-06-09 0 1057 
24 .SİMGE AĞAÇLAR  2020-06-01 0 657 
25 .Kod adı Zonguldak  2020-05-26 0 805 
26 .VE AZİZ ZONGULDAK..  2020-05-18 0 893 
27 .KARANLIK BİR GECE..  2020-05-11 0 743 
28 .ŞİİR SAATİ  2020-05-04 0 755 
29 .İLK MECLİS’TE BİR DEVREKLİ HACI ABDULLAH SABRİ EFENDİ  2020-04-22 0 716 
30 .SÖZ OLA AĞULU AŞI   2020-04-20 0 711 
31 .ZONGULDAK ŞARKISI  2020-04-07 0 885 
32 .HALK İÇİNDEN HALK İÇİN BELEDİYE  2020-04-02 0 693 
33 .ZOR GÜNLER..  2020-03-29 0 775 
34 .YAŞAMA KAYGISI  2020-03-23 0 719 
35 .BASTIR PARAYI HESABA!  2020-03-16 0 752 
36 .GÜLE GÜLE ALİ BAHADIR  2020-03-09 0 825 
37 .YAŞAMAK KORKUSU  2020-03-02 0 738 
38 .DEPREM OLGUSU  2020-02-25 0 729 
39 .CENNETİN ANAHTARLARI  2020-02-17 0 870 
40 .ÇOCUKLUĞUM NERDESİN?  2020-02-09 0 871 
41 .ÇAYCUMA GENÇLER BİRLİĞİ  2020-02-03 0 892 
42 .DEPREM GERÇEĞİ  2020-01-27 0 805 
43 .UNUTMADIM..  2020-01-21 0 867 
44 .SANCILI İNSAN-LIK  2020-01-13 0 863 
45 .“MUZAFFER’İN ÖLÜMÜNE YANIYORUM”  2020-01-07 0 1122 
46 .ASALA ŞEHİDİ IŞIK YÖNDER…  2019-12-16 0 1074 
47 .SEN AZİZ ŞEHRİM…  2019-12-01 0 1059 
48 .ÖĞRETMENLER GÜNÜ...  2019-11-25 0 872 
49 .ÖĞRETMENLER GÜNÜ  2019-11-24 0 843 
50 .ÇAYCUMA’DA GENÇLİK GECESİ  2019-11-17 0 939 
51 .ATATÜRK’Ü DUYMAK  2019-11-07 0 996 
52 .KARAELMASIN ÇİÇEKLERİ  2019-11-04 0 908 
53 .EN BÜYÜK BAYRAM  2019-10-29 0 1111 
54 .ÇAYCUMA’DA ŞİİR GECESİ  2019-09-16 0 838 
55 .ÇAYCUMA NOTLARI-5/ÇAYCUMA ADI ve ANLAMI  2019-09-09 0 901 
56 .ÇAYCUMA NOTLARI-4/ÇAYCUMA NE ZAMAN KURULDU?  2019-09-05 0 965 
57 .ÇAYCUMA NOTLARI-3  2019-09-01 0 1213 
58 .ÇAYCUMA NOTLARI-2  2019-08-26 0 1051 
59 .ÇAYCUMA NOTLARI-1   2019-08-20 0 990 
60 .ALKIŞLAR ÇETİN BAŞKANA..  2019-07-30 0 919 
61 .AH O YILLAR!..  2019-07-23 0 1008 
62 .FESTİVAL MEVSİMİ  2019-07-16 0 1063 
63 .PORSUK AĞACININ HİKMETİ!..  2019-07-09 0 1224 
64 .MUZAFFER TAYYİP’E SELAM  2019-07-02 0 1071 
65 .ÇAYCUMA’DA TEMSİL KOLU  2019-06-25 0 1029 
66 .ÖĞRETMENİ SÜRGÜN ETMEK..  2019-06-18 0 1058 
67 .ORDUMUZ ŞANLIDIR  2019-06-10 0 1187 
68 .ÇAYCUMA’DA RUS UÇAĞI  2019-06-04 0 1069 
69 .ESKİ ÇAYCUMA’DAN..  2019-05-27 0 1202 
70 .M.ÇELİKEL LİSESİ’ne VEDA  2019-05-20 0 1133 
71 .YIL 1995 MAYIS’IN ONDOKUZU   2019-05-13 0 1094 
72 .ÇAYCUMA EĞİTİM KÜLTÜR ÖDÜLÜ  2019-05-06 0 1138 
73 .ÇAYIRKÖY MAĞRASI ve BALAT DAĞI  2019-04-29 0 1055 
74 .ŞAİRİ-ŞİİRİ SÎGAYA ÇEKMEK ..   2019-04-24 0 1248 
75 .DEVLETİN GÖZÜ ÖNÜNDE..  2019-04-22 0 885 
76 .HEYECANLI SEÇİMLER..  2019-04-15 0 1119 
77 .DEVREK…DEVREK..  2019-04-09 0 1197 
78 .İŞTE MART’ın SONU  2019-03-26 0 1182 
79 .TARİH OKUMANIZ GEREKLİ!..  2019-03-19 0 1056 
80 .ZONGULDAK BAHARI  2019-03-11 0 1229 
81 .ZOKEV KÜLTÜR ÖDÜLÜ  2019-03-04 0 1149 
82 .GÜLERYÜZ’den: OTUZ GÜN  2019-02-24 0 993 
83 .TÖBDER’de TANZİM SATIŞI!..  2019-02-19 0 1139 
84 .NASIL BİR KENT İSTİYORUZ?   2019-02-12 0 1111 
85 .PEKİ, ÇARESİZ MİYİZ?  2019-01-29 0 1230 
86 .DEVREK EMEK GÜNÜ  2019-01-04 0 1223 
87 .BİR ŞAİRLER KENTİ ZONGULDAK  2018-12-03 0 1296 
88 .MUSTAFA KEMAL’den KURTULMAK!  2018-11-26 0 1156 
89 .ATATÜRK’ÜN MUHAFIZI   2018-11-09 0 1270 
90 .POLİTİKA MI?/ ENTRİKA MI?  2018-11-05 0 1421 
91 .CUMHURİYET AYDINI  2018-10-29 0 1266 
92 .CHP’de GÜÇBİRLİĞİ ÇAĞRISI  2018-10-16 0 1334 
93 .DANIŞMA-KAPIŞMA   2018-10-09 0 1272 
94 .ÖNCE EĞİTİM  2018-09-24 0 1551 
95 . “ANDIMIZ”la BAŞLARIZ SÖZE..  2018-09-18 0 1352 
96 .ZONGULDAK KUŞATMADA  2018-07-22 0 2102 
97 .CHP’ye YAKIŞAN  2018-07-16 0 1393 
98 .MUZAFFER TAYYİP’İ ANARKEN..  2018-07-02 0 1407 
99 .HAYDİ ZONGULDAK!  2018-06-18 0 1478 
100 .YÜCE MİLLETİME SESLENİYORUM!  2018-06-12 0 1416 
101 .SEÇİM KAZANMAK…   2018-05-29 0 1629 
102 .ÜLKEMİZİN ESENLİĞİ İÇİN..   2018-05-22 0 1443 
103 .ÇAYCUMA GELECEĞE BAKIYOR  2018-05-07 0 1675 
104 .NAZIM HİKMET ZONGULDAK’TA..  2018-05-01 0 1537 
105 .ATATÜRK ve İNÖNÜ  2018-04-22 0 1478 
106 .DOĞA KIYIMI ve TALANI  2018-04-09 0 1682 
107 .TEFTİŞ - MÜFETTİŞ..  2018-04-02 0 1441 
108 .ÖĞRETMEN PERFORMANSI  2018-03-26 0 1444 
109 .ATATÜRKSÜZ OLMAZ  2018-03-19 0 1709 
110 .MERAK EDİYORDUM  2018-03-12 0 1595 
111 .FESTİVAL TEŞEKKÜRÜ..  2018-03-06 0 1476 
112 .KENT KİMLİĞİNİ KORUMAK  2018-02-27 0 1479 
113 .HALKEVİ KİTAPLIĞI  2018-02-19 0 1584 
114 .DÜNYAYI ADIMLAMAK..   2018-02-09 0 1652 
115 .AHŞAP TEKNELER DİYARI   2018-01-22 0 2372 
116 .MADEN DULLARI  2018-01-15 0 1786 
117 .UMUTLU BAŞLAMAK..  2018-01-08 0 1680 
118 .ESKİ YILBAŞI ANILARI..  2018-01-01 0 1714 
119 .ÇİZGİLERLE YAKIN TARİH..  2017-12-25 0 1513 
120 .PARAYLA GÜRÜLTÜ  2017-12-18 0 1584 
121 .BİR YIL ÖNCE, BİR YIL SONRA..  2017-12-11 0 1519 
122 .ÜSLÛB-ı BEYAN..  2017-12-04 0 1665 
123 .ÖĞRETMEN-İDARECİ  2017-11-27 0 1781 
124 .EREĞLİ’DE İNSAN SICAKLIĞI..  2017-11-22 0 1782 
125 .KASIM DÜŞÜNCELERİ  2017-11-13 0 1630 
126 .ATATÜRK YAŞIYOR, YAŞIYACAK!..   2017-10-27 0 1608 
127 .ÇAYCUMA GÜZELDİ  2017-10-23 0 1612 
128 . ŞAH İSMAİL ÖZKAN  2017-10-16 0 1615 
129 .ÇAYCUMA’DAKİ RUMLAR..  2017-10-09 0 1757 
130 .BİR MUTLULUK GÜNÜ!..  2017-10-02 0 1782 
131 .ŞAİR MUZAFFER’le ARKADAŞLIK..  2017-09-26 0 1713 
132 .NAZIM HİKMET’in RAİF AĞASI..  2017-09-18 0 1647 
133 .ŞAİR MUZAFFER’e VEFÂ BORCU..  2017-09-11 0 1865 
134 . AKLIN ve BİLİMİN GÜCÜ..  2017-09-04 0 1629 
135 .30 AĞUSTOS ZAFERİ   2017-08-29 0 1605 
136 .KURTULUŞ SAVAŞINDA-2 MUSTAFA KEMAL İLE KARŞILAŞMA  2017-08-23 0 1656 
137 .KURTULUŞ SAVAŞINDA-1 YEDİ GÜN YEDİ GECE ÇARPIŞTIK..  2017-08-20 0 1768 
138 .ÇÜRÜK ELMA  2017-08-14 0 1991 
139 .ÇAYCUMA PLAJI..  2017-08-06 0 1724 
140 .NASIL BİR EĞİTİM?  2017-07-31 0 1623 
141 .Göreve dönme umudu..  2017-07-25 0 1748 
142 .15 TEMMUZ ANMASI..  2017-07-18 0 1639 
143 .Hak hukuk adalet!..  2017-07-10 0 1772 
144 .MUZAFFER TAYYİP 95 YAŞINDA  2017-07-01 0 1746 
145 .EMEĞİN DEĞERİ  2017-06-30 0 1596 
146 .ADALET YÜRÜYÜŞÜ  2017-06-20 0 1670 
147 .FİLYOS ÇAYI’NA BAKARKEN  2017-06-05 0 1786 
148 .KENTİN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMAK  2017-05-30 0 1750 
149 .KENTİN ORTAK AKLI  2017-05-22 0 1657 
150 .Zihniyet Meselesi..  2017-05-16 0 1926 
151 .ÇAYCUMA’DA BULUŞMA..  2017-05-08 0 1960 
152 .ÇAYCUMA BULUŞMASI  2017-05-04 0 1738 
153 .HALKOYLAMASI SONUÇLARI   2017-04-24 0 1971 
154 .SAĞDUYU ZAMANI  2017-04-18 0 1639 
155 .Yurttaşlık Görevi  2017-04-10 0 1885 
156 .Ah, Hasan Ataman!..  2017-04-03 0 2020 
157 .DÜZENE UYGUN KAFALAR!..  2017-03-27 0 1990 
158 .KARANLIĞIN GÖZLERİ  2017-03-20 0 1972 
159 . ÇAYCUMA’DA NELER OLUYOR?  2017-03-13 0 2105 
160 .BİR DOST SELAMI..  2017-02-27 0 2128 
161 .Çocuklar NUTUK okuyor..  2017-02-19 0 2275 
162 .Eti için bülbül öldürmek!..  2017-02-13 0 2441 
163 .Delüğe Gireyruk!..  2017-02-06 0 2064 
164 .NELER YAPMADIK PARTİMİZ İÇİN?..  2017-01-30 0 1869 
165 .SABAH OLURSA..  2017-01-23 0 1952 
166 .TARZAN ZOR DURUMDA!..  2017-01-16 0 1893 
167 .Çaycuma’da Kış Geceleri  2017-01-09 0 1926 
168 .KANLI SABAH...  2017-01-01 0 1888 
169 .Çaycuma Birlik ve Dayanışma Gecesi   2016-12-26 0 2066 
170 .HASAD’la komünizm propagandası!..  2016-12-19 0 2085 
171 .KENTİN ÖNÜNÜ AÇMAK  2016-12-12 0 1763 
172 .NE HALDEYİZ? O HALDEYİZ!..  2016-12-07 0 1924 
173 .MADEN MÜZESİ  2016-11-28 0 2042 
174 .CHP’DEN BEKLENEN  2016-11-21 0 1996 
175 .Ankara’da Çaycuma Derneği  2016-11-14 0 2186 
176 .DÜNYA ÖNDERİ ATATÜRK  2016-11-09 0 1958 
177 .ATATÜRK IŞIĞINDA   2016-11-07 0 2212 
178 .ULUSAL BAYRAM..  2016-10-24 0 2200 
179 . KENTİN YERİ DAR..   2016-10-18 0 2092 
180 .Güzel ülkem nereye?  2016-10-10 0 2491 
181 .Önce Annelerini Vur..  2016-09-26 0 2115 
182 .OKULLAR AÇILIRKEN  2016-09-19 0 2194 
183 .12 EYLÜL DÜŞÜNCELERİ  2016-09-13 0 1958 
184 .“Yüzüm Bana Benzer”  2016-09-05 0 2071 
185 .Bir düğün..Bir cenaze..  2016-08-23 0 2497 
186 .Ağrı Eşiği  2016-08-07 0 2246 
187 .Suç Ortakları!..  2016-08-02 0 2174 
188 .Yaşadıklarımdan öğrendiğim..  2016-07-25 0 2294 
189 .Bizi şair yaptı Zonguldak..  2016-07-03 0 2456 
190 .DİN İLE DÜNYA İŞLERİ..  2016-06-13 0 2203 
191 .Bir Din Bilgisi Sınavı  2016-05-23 0 2208 
192 .19 Mayıs 1919 Ruhu  2016-05-16 0 2132 
193 .Çaycuma forumu..  2016-05-09 0 2128 
194 .Atatürk düşmanlığının kaynağı  2016-05-02 0 2244 
195 .Yaşa Atatürk, Yaşa 23 Nisan!..  2016-04-18 0 2287 
196 .Çıkmaz Sokak  2016-03-28 0 2325 
197 . Atatürk’e yazılan mektup..   2016-03-22 0 2387 
198 .NERDE KALMIŞTIK DİYECEKTİM!..  2016-03-14 0 2203 
199 .Adımız, andımızdır..  2016-02-29 0 2223 
200 .BİR SÜRELİĞİNE YOKUM!..   2016-02-07 0 2422 
201 .BİZ KİMİZ, BİLİYOR MUSUNUZ?  2016-01-11 0 2375 
202 .BAŞARDINIZ SAYIN MÜDÜR!..  2016-01-05 0 2374 
203 .CHP KENDİNİ TOPLAMALI..  2015-12-30 0 2311 
204 .EKMEKLE GÜREŞMEK   2015-12-13 0 2226 
205 .Öğretmen: Canpolat Pamay /Öğrenci: Mehmet Haberal  2015-11-23 0 2596 
206 .ÇAĞLARIN ÖNDERİ ATATÜRK  2015-11-18 0 2241 
207 .Atatürk’ten Laiklik Dersleri  2015-11-09 0 2485 
208 .Kazanan, kaybeden!..  2015-11-03 0 2401 
209 .“Aydın kişi” neyi nasıl yapmalı?  2015-10-27 0 2469 
210 .Bu meydan kanlı meydan!  2015-10-14 0 2322 
211 .KİTAPLARI YAKMAK.. (KISA KISA ANIMSAMA-2)  2015-10-04 0 2814 
212 .ATATÜRK’ü BİLMEMEK..  2015-09-24 0 3431 
213 .YÜREĞİMİZDEKİ YANGIN..  2015-09-07 0 2556 
214 .Mustafa Kemal ve İsmet İnönü ile..   2015-09-02 0 2486 
215 .Yedi sıra tel örgü..  2015-08-27 0 2389 
216 .AŞK ENGELLİ   2015-08-12 0 2329 
217 .Kent kültürünü korumak  2015-07-28 0 2452 
218 .Yollar ayarsızsa toprak kayar, taş düşer!..   2015-07-22 0 2307 
219 .Kentin geleceğine bakmak  2015-07-15 0 2407 
220 .Bu yatak niye burada?  2015-07-10 0 2622 
221 .Öldükten Sonra  2015-07-03 0 2632 
222 .Kandilli’de “kömür kokulu gün”  2015-06-18 0 2392 
223 .Bu Türkiye kitaba uymuyor!..  2015-06-13 0 2332 
224 .Ben bu sazı çala çala yoruldum!..  2015-06-04 0 2624 
225 .Devrek köylerinden sesler geliyor..  2015-05-27 0 2670 
226 .Bir Pazar Günüydü..  2015-05-20 0 2538 
227 .CHP neler yapacak?  2015-04-28 0 2559 
228 .CHP’nin şansı nedir?  2015-04-14 0 2637 
229 .“Dev Proje” ne oldu?   2015-04-08 0 3707 
230 .Emekli başkenti!..  2015-03-24 0 2477 
231 .CHP’de kontenjan açmazı!..  2015-03-17 0 2420 
232 .Sandıktan umut çıktı!..  2015-03-12 0 2542 
233 .Okurlar Söyleşiyor  2015-02-22 0 2890 
234 . Kent için toplumsal eğitim..  2015-02-11 0 2371 
235 .Filyos Vadisi Belediyeleri Birliği  2015-02-03 0 2836 
236 .Baston kenti, kültür penceresi!..   2013-05-30 0 4679 
237 .Mektubun Avucumda..   2013-05-06 0 4367 
238 .Çankaya   2013-04-16 0 3602 
239 .Mustafa Kemal’den kurtulmak!..  2013-04-04 0 3639 
240 .Madenci protestosu!..  2013-03-13 0 4110 
241 .Güneşi Görememek!..  2013-03-04 0 3257