Hamit Kalyoncu 
kalyoncuhamit@hotmail.com 

SERAP ÖĞRETMEN

Serap Yıldız, temiz yüzlü, iri kahverengi gözlü, dalgalı uzun koyu kumral saçlı, kaşı gözü yerinde inceden nahif bir genç kızdı. Öğretmendi, TÖBDER üyesiydi.  Serap öğretmen, Şafak Yıldız (Ticaret Lisesi Md BşYrd)  ve Sevda Orhan(Edebiyat Öğrt., Av.Ahmet Orhan eşi)’ın küçük kardeşleri oluyor. Serap öğretmen ve TöbDer üyesi Aydın Nazman anlaştılar ve sonra da nişanlandılar. Bir süre sonra da (1977 olmalı)  düğün yapmağa karar verdiler. Piyasanın canavarlığını o zaman gördüler. Düğün salonu fiyatları çok pahalı gelmişti. Öğretmen bütçesini çok çok aşıyordu. Melul mahzun otururken çözümü bulduk. “Sizin düğünü Töb-Der Lokalinde yapacağız. İtiraz yok. Olurdusuna olmazdısına karışmayın. Sadece bir müzik grubu bulmamız gerekiyor. Siz tarihi belirleyin, gersini hallederiz.”

Günler günleri kovaladı, düğün günü geldi kapıya yandı. Düğünümüzü Lokalimizin bahçesinde yapacaktık. Hemen daha önceden görüşülen Işıkveren’den gelecek 5 kişilik orkestra ekibi ile gün ve saat üzerine anlaşma kesinleştirildi. Zonguldak’taki orkestraların hepsi bir salonla anlaşmalı çalıştıkları için onlardan umut yoktu. Dernekte düğün için daha önceden hangi işlerin nasıl yapılacağı konusunu görüşmüştük.  Öğretmen arkadaşlarımızın yapılacak herhangibir iş konusunda işbirliği, yardımlaşma ve dayanışma anlayışları gerçekten takdire değerdi. Kadın-erkek farketmiyordu. Hatta seçimlerde karşı karşıya  geldiğimiz arkadaşlar ile hep birlikte şaka şamata işe koyuluyorduk. Salon ve bahçe süslemesi için gerekli malzeme  alındı. Temizlik ekibi, salon, cam çerçeve, tuvaletlere kadar işe girişti.
Lokal bahçesi yapılan süslemelerle çiçek gibi açmıştı.Hele bir çay molası derken, bir şimşek, bir gök gürültüsü, bir yağmur..  Eyvah eyvah! Masa sandalyeler içeriyee!.. Her şey sırılsıklam olmuştu. Bu yağmur devam edebilir diye içeride vaziyet alındı.  Görünürde yağmur 15-20 dakika sonra gelip geçmişti. Arkadaşlar yağmaz artık, vurdu geçti dediler. Bir süre sonra masa ve sandalyeler bahçeye.. Yeniden bahçede düzenleme yapıldı. İçeride bir bardak çay yudumlarken bir şimşek, bir gökgürültüsü ile yağmur bir daha vurmaz mı? Herşey sırılsıklam..Emekler gitti boşa.Yandık ha yandık! Masalar içeriye.. Hep birlikte düğünün salonda yapılmasına karar verdik. Bu kez salonu yeniden düzenledik, süsledik.

Gelinle damat müzikle birlikte önce açılışı yaptı. Serap öğretmen incecik beyaz bir kuğu gibiydi. Aydın da göz dolduruyordu damat giysileri içinde. Bizim genç arkadaşlar bunca yorgunluk sonrasında eğlenmeyi en çok hakedenlerdi. Dansın da oyun havalarının da hakkını verdiler doğrusu. Gece yarısına doğru önce gelinle damadı uğurladılar, sonra da geri kalan kurtlarını dökme talimi yaptılar ve düğünü sonlandırdılar.

ÇAKRAZ DENİZ KAMPINDA BALAYI
Yaz mevsimi başında lokalde otururken çeşitli kurum ve derneklerin “Deniz Kampı” açtıklarını okuyorduk, duyuyorduk. Onlar açar da biz açamaz mıydık?  Karadenizin en beğendiğim sahili Çakraz’da daha önce kalabalık bir grup, okulda konaklıyarak çoluk çocuk tatil yapmıştık.   Ne keyifli günlerdi. Yarınki gün; Ben,  Çakrazlı Hüseyin Dilmen, Mehmet Kalkay, Erdoğan  Özarman’ın sürücülüğünde bastık gaza. Çakraz plajına girişte sağ tarafta derenin kenarında, bahçesinden kumsala-denize gidilebilen bir otel vardı. Sahipleri emekli öğretmendi. Oturduk, bir süre pazarlık ettik, sonunda yatak başı 15-20 liradan anlaştık.

TÖBDER Zonguldak Şubesi Çakraz Deniz Kampı” 12-15 günlük süreler içinde olacaktı. Yeme -içme kişiye aitti. Kamp yönetimini Mehmet Kalkay yürütecekti. Öğretmen gruplarının geliş-gidişlerini de o yarlayacaktı. Sadece dinlenme, eğlenme amaçlı Deniz Kampı konusu öğretmen arkadaşlar arasında geniş ilgi gördü.
Çakraz Kampı Serap ve Aydın için de bir “Balayı” anlamı taşıyordu. Bir arkadaş grubu ile gelmişlerdi. Sürelerinin bitimine doğru Serap öğretmen bana gelip “otel bahçesinin önündeki kumsalda kamp ateşi yakabilir miyiz?” diye sormuştu. İzin verince de hoplaya zıplaya arkadaşlarının yanına gidişini anımsıyorum. Şarkılar-türküler-oyunlarla çok da güzel eğlenmişlerdi doğrusu..

BİR İYİ BİR ÇOK KÖTÜ HABER
9 Mayıs 1978 Salı günü Zonguldak Devlet Hastanesinden gelen ilk haber hepimizi çok mutlandırmıştı: Serap öğretmen bir oğlan çocuk dünyaya getirmişti, adını Utku koymuşlardı. O gecenin sabahında ise yüreklemizde derin yaralar açan haber dalga dalga kente yayılmıştı: Serap öğretmen kan kaybından yaşamını yitirmişti. Hemen toparlanıp Sevda-Ahmet Orhan’ın evine gittik. İnce, narin Serap öğretmenin cenazesi eve getirilmişti. Ev kalabalıktı, herkes feryat figandı. Perişan haldeki eşi Aydın Nazman, Ağabey Şafak Yıldız, Abla Sevda ve enişte Av. Ahmet Orhan ile ancak ayaküstü görüşebildik. Serap öğretmeni Çarşamba günü öğle namazından sonra toprağa verecektik. Haberi bütün okullara duyurduk.

O gün Ulucami önünde çok kalabalık bir öğretmen grubu toplanmıştı.Namaz sonrasında tabutu Kızılay Kan Bankası önüne kadar eller üstünde taşıdık. Bir ara bayan öğretmenlerin yanından geçerken; “Hep biz mi öleceğiz?, Bizim sahibimiz yok mu?, “Ne olacak bizim halimiz?” diye laf çakmaları içimi derinden sızlattı diyebilirim. Kan Bankası önünde tabutu Cenaze arabasına koyduk, öğretmenler ve katılımcılar da Belediye Başkanı Nadir Pulat’ın gönderdiği otobüslere bindiler. Bu arada arabasını, minibüsünü ücretsiz tahsis eden insanlar da gördük. Çok büyük bir konvoy oluştu. Asri Mezarlıkta Serap öğretmeni dualarla toprağa armağan bıraktık..

ANALARA SAYGI YÜRÜYÜŞÜ
Mezarlık dönüşü TöbDer’de toplandık, yorgunluk çayı içiyoruz. O hafta sonu “Anneler Günü” kutlanacak dedi bir arkadaş. O gün, bir “Sessiz Yürüyüş” yapmanın yararlı ve gerekli olacağını düşündük. Hemen, Hamit Kalyoncu, Mehmet Çağlar ve Savaş Ceylan’dan oluşan bir Tertip Heyeti belirledik. “14 Mayıs 1978 Pazar Günü Analara Saygı amaçlı bir Sessiz Yürüyüş düzenliyeceğimizi, Atatürk Anıtına siyah çelenk koyacağımızı, yürüyüş sonrasında Devlet Hastanesi kapısına da yine siyah çelenk bırakacağımızı” bir dilekçeye yazdık, Savaş’la Mehmet mesai bitmeden bunu Vilayete verdi, kayıt numarasını da aldılar. Çünkü o yıllarda Dernekler böylesi etkinliklerini 72 saat (üç gün) öncesinden Vilayet makamına bildirmek zorundaydılar.
Ben ayrıca daktilonun başına oturup, “Serap Öğretmenin kan kaybından ölümünden o gece hastanede görevli Doğum Doktorunun sorumlu olduğunu” belirten bir basın açıklaması yazdım, gazetelere gönderdim. Bu tür açıklamaları önümüzdeki günlerde de sürdürdüm. En sonunda doktora soruşturma açıldı. İzin, rapor iki üç sonra görevinden alındı, ama parti-politika, meslektaşlık dayanışması sonucu Devlet Hastanesiden alındı, SSK Hastanesine atandı.

Sonra daktiloda bir mumlu kağıda “Analara Saygı Yürüyüşü Çağrısı” yazdım.O yıllar çoğaltmak istediğiniz bir yazıyı önce mumlu kağıda yazıyorsunuz, sonra teksir makinasında çoğaltıyordunuz. O makine her yerde bulunmazdı. Biz Merkez Ortaokulu makinesinde basıyorduk. Üç top kadar teksir kağıdı kullanmıştık. Yarınki gün iki paket daha eklemiştik. Bir pakette ortalama 400 kağıt bulunuyordu. Genç arkadaşlar gruplara ayrılmış, okullar,  çarşı içi, Soğuksu, Mahalleler, kahvehaneler her yere ulaşmağa çalışıyordu.

Yarınki gün Dernekte geniş katılımlı bir toplantı yaptık. Yürüyüşte açılacak bez ve karton pankartlar beyaz renkli, yazılar kırmızı renkli olacaktı. Toplantıda belirlenen pankart yazıları Tertip Heyeti onayından sonra yazılacaktı.  TertipHeyeti Başkanının imzası ve mühürü olmayan hiçbir pankart ve afiş açılamıyacaktı. Yürüyüş güvenliği için çok sayıda kol görevlisi belirlenmişti. Bu işler Mehmet Çağlar, yazı-çizi işleri Savaş Ceylan sorumluluğunda yürütülecekti. Masraflar  Muhasip  Hüseyin Dilmen yoluyla yapılacaktı.   

VALİ NEVZAT  AYAZ’IN BAŞSAĞLIĞI TELEFONU
13 Mayıs Cumartesi günü Lokalde oyunlar yasaklanmış, parkart ve afişler yazılmaktaydı. O sırada bir arkadaş hızlı adımlarla yaklaştı, “Abi telefon, Vali Bey arıyormuş”. Yönetim odasına geçtim, “Buyurun  Sayın Valim” dedim. Vali, “Hamit Bey, şimdi Ankara’dan geldim, olayı yeni duydum. Çok üzüldüm. Size, ailesine ve bütün öğretmen arkadaşlarınıza başsağlığı ve sabırlar diliyorum”. Ben, “Teşekkür ederim Sayın Valim, mesajınızı arkadaşlara ileteceğim”. Vali Bey, “Hamit Bey, bir de yürüyüş düzenliyormuşsunuz”. Ben, “Evet Sayın Valim, düzenliyoruz”.  Vali Bey, “Yürüyüş sonrasında bir de hastaneye çıkacakmışsınız”. Ben, “Evet Sayın Valim, sadece görevlilerle çıkacağız”. Vali Bey, “Ama olmazki yürüş bittikten sonra Hamit Bey”. Ben, “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasını okudum. Biz hastaneye yürüyerek çıkmıyacağız Sayın Valim”. Vali Bey, “Pekala nasıl çıkacaksınız?”. Ben, “Belediye Başkanı araç tahsis etti onlarla çıkacağız”. Vali Bey, “Bak işte o zaman olur”. Vali Bey’e duyarlılığı için teşekkür ettikten sonra, başsağlığı mesajını da arkadaşlara duyurdum.

İlin Valisi TöbDer’i arıyor, başsağlığı diliyor. Ülkemizde kaç ilde böyle bir durum olmuştur. Belkide hiçbir yerde. Bu açıdan şanslı sayılabiliriz. Vali Bey’e de helal olsun..

Cumartesi akşam kitle örgütü temsilcileriyle bir toplantı yaptık. Onlara durumu ve Tertip Heyeti kararlarını açıkladım. Bu TöbDer’in düzenlediği bir sesiz yürüyüştü, slogan atılmayacak, pankart açılmayacaktı. Bir gençlik örgütü slogan atacağını söyleyince, onları toplantıdan çıkardım, diğerleri kabul ettiler ve katılım sağlayacaklarını söylediler.

ANNELER GÜNÜ ZONGULDAK YÜRÜDÜ
Sabah derneğe geldiğimde  baktım ki herşey hazır durumda. Anladım ki bazı arkadaşlar sabahlamışlardı. Saat 11.00 gibi tüm görevlileri  topladım.Önde çocuk grubu olacağı için, onlara kadın-erkek 8-10 öğretmen, her grubun başına bir görevli olacağını, yürüyüş sırasında Çağlar’ı izlemelerini, Savaş Ceylan’ın büyük ve küçük pankartların mühür ve imza kontrollerinden sonra eşit şekilde dağıtılmasını, gruplararası düzenin  sağlanması gerektiği, yürüyüş bitiminde afiş ve pankartların toplanarak arabaya konulmasını, akıllı, sağduyulu ve hoşgörülü olmalarını sıkı sıkya öğütledim. Herkes görev başına gitti.

Bir ara balkona çıktım ki şaşırdım. Kaldırımlar kadın-erkek, genç -yaşlı, çocuklu-hamile binlerce insanla dolmuştu. Büyük bir kalabalık vardı.Zonguldak halkı meydandaydı.Lokali kapattık, aşağı indim. Yürüyüşün başlaması için işaretim bekleniyordu. Çağlar’ın elini görüyordum.Ben de elimi kaldırmıştım ki, Beşir Yıldırım, “Ağabey, arkana bir bak!” dedi. Akşam toplantıdan çıkanlara yakın duran küçük bir grup ideolojik mesajlı  bir pankart açmışlardı. Önlerine gittim, pankartı indirmelerini söyledım. Direndiler. “Sizi burdan aşağı yürütmem. Ya çıkar gidersiniz  ya akşam kabul ettiğiniz kurallara uyar, sözünüzü tutarsınız”. Arkadaşlar geldi, 5-6 dakikalık bir tartışmadan sonra, pankartı indirdiler.Ama aşağıda yine açabilirlerdi. Bizim Lokal çalışanı Enver’i çağırdım ve o iki pankartı teslim almasını, yönetim odasına kilitlenmesini” söyledim. O gruba da “Bu halleryle yürüyüşü sabote ettiklerini” belirttim. Pankartları teslim ettiler, Enver onları yönetim odasına kilitledi.

Artık “TÖBDER Analara Saygı Sessiz Yürüyüşü” başlayabilirdi. Gerçekten bu güne kadar olmadığı bir şekilde müthiş bir kalabalık vardı Gazipaşa caddesinde.TöbDer’li öğretmenler, çoluk-çocuk insanlar meydana inmişlerdi. Yağcılar’ın ve Yetman kırtasiyenin oradan caddeye girdik. Halkla bütünleştiğimiz, Zonguldak tarihinde yerini alacak şanlı yürüyüşümüz başladı. En önde Türk Bayrağı, Atatürk Fotoğrafı, arkasında Serap öğretmen’in anası-babası, kardeşleri, yakınları kolkola girmişlerdi. Onların arkaısında çocuk grubu, onlardan sonra öğretmenler ve sel gibi akan Zonguldak halkı.Gerçekten görülmeğe değer muhteşem bir görünümdü.

            “BUNUN HESABINI SORARIZ SANA”
Tam KonaK 67 Otel hizasına geldiğimizde sivil bir Başkomiser ve bir komiser önüme çıktı. “Siz ne yürüyüşü yapıyorsunuz böyle?” diye sordu Başkomiser. Ben, “Biz yürüyüş yapmıyoruz, toplantı yerine gidiyoruz. Yürüyüş oradan başlayacak”. Komiser, caddedeki topluluğu göstererek “Bu ne pekala, yürüyüş yapıyorsunuz işte”. Ben, “Kaldırımlar dolu, yol yok, biz de zorunlu olarak caddeden yürümek zorunda kaldık”. Bu defa Başkomiser, “Sen yürü bakalım. Bunun hesabını sorarız sana”.Ben, “Sorarsınız, sorarsınız!” diye cevap verirken, gruba da yürümeleri işareti verdim. O sırada önde giden Polis jipinden bana “yürü, gel gel”  anlamında bir işaret yapıldı.  Zaten bundan sonra durmamız mümkün değildi. Büyük bir kalabalıkla, büyük bir sessizlik içinde yürüyorduk.  Son virajı döndük, Vilayet (Devlet) ile halk (şehir) arasında arabulucu, birleştirici, bütünleştirici gibi bir anlam taşıdığını düşündüğüm Atatürk Anıtı’na geldik. Alana sığmadık elbette. Görevli arkadaşlar, anıta siyah çelengi ve kırmızı karanfilleri bıraktı ve bütün analar için saygı duruşunda bulunduk. Önce analar adına Aysel Hanım, sonra ben birer konuşma yaptık.

DEVLET HASTANESİ KAPISINA SİYAH  ÇELENK
Atatürk Anıtı’nda derdimizi kısaca anlattıktan sonra ağır adımlarla büyük bir sessizlik içinde yürüyüşe devam ettik. Fevkani Köprü üzerine geldiğimizde durduk. Bir ara geri baktığımda Cumhuriyet Meydanından bu yana büyük bir kalabalıkla yürüdüğümüzü gördüm. Çağlar’a yürüyüşün köprüde bittiğini, pankartların arabaya konulmasını, görevililerin Belediye otobüslerine geçmelerini duyurmasını, herkese katılımları için teşekkür etmesini, söyledim.  Görevliler ile üç otobüs Devlet Hastanesine yollandık. Hastanede hiçbir hareket yoktu. Bazı arkadaşlar üst kat pencere kenarlarından, hastalar mı, doktor ve hemşireler mi anlışılmayan  kişilerin kendilerini saklayarak izlemeğe çalıştıklarını söyledi. Kısa bir konuşmadan sonra kapıya siyah çelenk bırakıldı. Bu sırada  Aydın Nazman bir baygınlık geçirdi.Sonrasında hep birlikte aynı sessizlik içinde otobüslere bindik, merkeze indik ve TöbDer’e geldik.

  BİR BÜYÜK SESSİZ PROTESTO
14 Mayıs 1978 günü TöbDer Zonguldak Şubesi’nin düzenlediği ”Analara Saygı Sessiz Yürüyüşü” sanırım Zonguldak tarihinde bir ilkti. Bizden önce böyle bir etkinlik duymamıştık, izlediğim kadarıyla bizden sonra da yapılmamıştı. Zonguldak merkez ve ilçelerinde, Ankara’da, İstanbul’da bazı miting ve yürüyüşe katılmıştık. Sert üsluplu pankartlar taşınmış, sert söylemli sloganlar atılmıştı. Yerleri gökleri inletmiştik. Ne kadar sert ve yüksek sesle söylersek o kadar çok duyulacağını sanırdık.

Ama bu kez öyle olmamıştı. Pankartlara; isteklerimizi, dileklerimizi, eleştirilerimizi yazmış, taşımıştık. Fakat yola çıktığımızda hiç slogan atmamış, büyük bir sessizlik içinde yürümüştük. Bu sessizlik; bozuk düzeni, zamları ve hayat pahallılığını, faşist baskı ve saldırıları, Herkesin sağlıklı yaşamasını, Milli Eğitimdeki düzensizlikleri, maaş ve ücretlerin yeterli hale getirilmesini, çocuk ve ana sağlığının korunmasını, insanların demokratik hak ve çıkarlarını gerektiği biçimde yerine getiremiyen iktidarları keskin bir protestoydu. Bunu da çok büyük katılımlı bir sessiz yürüyüşle, tarihe not düşerek yerine getirmiştik. Bunda katılımcı kitle örgütleri ve halkımızın sağduyulu yaklaşımları etkili olmuştu.

Sanırım Utku Nazman’ı da merak edenleriniz olmuştur. Sevda ve Ahmet Orhan onu sevgiyle kucakladılar, büyüttüler, okuttular, kendi çocuklarından ayırmadılar. Utku da kendisine verilen emekleri boşa çıkarmadı. Babası Aydın’ın, bu talihsiz olaydan bir süre sonra memleketine taşındığını ve evlendiğini de duymuştuk. Utku Nazman şimdilerde bir büyük şirketin Ankara yöneticiliğini yapıyor.
 

Facebook'ta Paylaş...


Okunma Sayisi : 654
Yazılma Tarihi : 2021-04-19
 
  İstatistik
  Dün : 1045
  Bugün : 1012
  Toplam: 6453288
   Online :

  255 konuk,

 
Tefen67.com

<< Yazara Geri Dön <<

Yorumlar

Henüz Hiç Yorum Yazılmamış.

Bu Yazıya Yorum Yazın

ELEŞTİRİYE EVET HAKARETE HAYIR!...
Yorum köşemiz düşüncelere zenginlik katmak için hizmet vermektedir.
Adı Soyadı :
Email :
Mesajınız :
Güvenlik Doğrulama  
   
 
Tüm Yazılar Tarih Yorumlar Hit
1 .BİR HAYAT KURTARMAK  2021-07-06 0 1484 
2 .MUZAFFER TAYYİP’E SELAM  2021-06-28 0 596 
3 .EMEĞİN BAŞKENTİ OLMAK  2021-06-14 0 651 
4 .MEŞHUR OLACAKTIK AMMA!..  2021-06-08 0 600 
5 .CAMİDE ATATÜRK DÜŞMANLIĞI!  2021-06-01 0 627 
6 .BALKAYASI   2021-05-24 0 618 
7 .Baston ve kültür kenti Devrek..   2021-05-17 0 683 
8 .SERAP ÖĞRETMEN  2021-04-19 0 654 
9 .“ELHAMDÜLİLLAH TÜRKÜM, MÜSLÜMANIM”  2021-03-29 0 655 
10 .Adımız, andımızdır....  2021-03-15 0 760 
11 . BİN YIL ÖNCE / BİN YIL SONRA  2021-03-08 0 669 
12 .SAZIMIN SARI TELİ..  2021-03-01 0 577 
13 .BİZ DE AŞI OLDUK  2021-01-31 0 679 
14 .ÜNİVERSİTEDE ÖĞRENCİ-POLİS  2021-01-14 0 543 
15 .ÖĞRETMENİM  2020-11-23 0 956 
16 .ATATÜRK GİBİ DÜŞÜNMEK  2020-10-20 0 901 
17 .ZEKİ YURTBAY’ın ARDINDAN..  2020-09-28 0 855 
18 .KENTE SAHİP ÇIKMAK   2020-07-13 0 1060 
19 .TANIŞTIĞIM ÜÇ ŞAMPİYON  2020-07-07 0 735 
20 .BÖLGEMİZ ÜZERİNE NOTLAR  2020-06-29 0 924 
21 .ŞEHİRLE BİLEK GÜREŞİ YAPILMAMALI!  2020-06-21 0 834 
22 .67 İÇİN UMUT RÜZGARI  2020-06-16 0 738 
23 .ÇAYCUMA’DA KÖKTÜRKLER  2020-06-09 0 1057 
24 .SİMGE AĞAÇLAR  2020-06-01 0 657 
25 .Kod adı Zonguldak  2020-05-26 0 805 
26 .VE AZİZ ZONGULDAK..  2020-05-18 0 892 
27 .KARANLIK BİR GECE..  2020-05-11 0 743 
28 .ŞİİR SAATİ  2020-05-04 0 755 
29 .İLK MECLİS’TE BİR DEVREKLİ HACI ABDULLAH SABRİ EFENDİ  2020-04-22 0 715 
30 .SÖZ OLA AĞULU AŞI   2020-04-20 0 711 
31 .ZONGULDAK ŞARKISI  2020-04-07 0 885 
32 .HALK İÇİNDEN HALK İÇİN BELEDİYE  2020-04-02 0 693 
33 .ZOR GÜNLER..  2020-03-29 0 775 
34 .YAŞAMA KAYGISI  2020-03-23 0 719 
35 .BASTIR PARAYI HESABA!  2020-03-16 0 752 
36 .GÜLE GÜLE ALİ BAHADIR  2020-03-09 0 825 
37 .YAŞAMAK KORKUSU  2020-03-02 0 738 
38 .DEPREM OLGUSU  2020-02-25 0 729 
39 .CENNETİN ANAHTARLARI  2020-02-17 0 870 
40 .ÇOCUKLUĞUM NERDESİN?  2020-02-09 0 871 
41 .ÇAYCUMA GENÇLER BİRLİĞİ  2020-02-03 0 892 
42 .DEPREM GERÇEĞİ  2020-01-27 0 804 
43 .UNUTMADIM..  2020-01-21 0 866 
44 .SANCILI İNSAN-LIK  2020-01-13 0 863 
45 .“MUZAFFER’İN ÖLÜMÜNE YANIYORUM”  2020-01-07 0 1122 
46 .ASALA ŞEHİDİ IŞIK YÖNDER…  2019-12-16 0 1074 
47 .SEN AZİZ ŞEHRİM…  2019-12-01 0 1058 
48 .ÖĞRETMENLER GÜNÜ...  2019-11-25 0 871 
49 .ÖĞRETMENLER GÜNÜ  2019-11-24 0 843 
50 .ÇAYCUMA’DA GENÇLİK GECESİ  2019-11-17 0 939 
51 .ATATÜRK’Ü DUYMAK  2019-11-07 0 996 
52 .KARAELMASIN ÇİÇEKLERİ  2019-11-04 0 908 
53 .EN BÜYÜK BAYRAM  2019-10-29 0 1111 
54 .ÇAYCUMA’DA ŞİİR GECESİ  2019-09-16 0 838 
55 .ÇAYCUMA NOTLARI-5/ÇAYCUMA ADI ve ANLAMI  2019-09-09 0 900 
56 .ÇAYCUMA NOTLARI-4/ÇAYCUMA NE ZAMAN KURULDU?  2019-09-05 0 965 
57 .ÇAYCUMA NOTLARI-3  2019-09-01 0 1213 
58 .ÇAYCUMA NOTLARI-2  2019-08-26 0 1050 
59 .ÇAYCUMA NOTLARI-1   2019-08-20 0 989 
60 .ALKIŞLAR ÇETİN BAŞKANA..  2019-07-30 0 919 
61 .AH O YILLAR!..  2019-07-23 0 1008 
62 .FESTİVAL MEVSİMİ  2019-07-16 0 1063 
63 .PORSUK AĞACININ HİKMETİ!..  2019-07-09 0 1224 
64 .MUZAFFER TAYYİP’E SELAM  2019-07-02 0 1071 
65 .ÇAYCUMA’DA TEMSİL KOLU  2019-06-25 0 1029 
66 .ÖĞRETMENİ SÜRGÜN ETMEK..  2019-06-18 0 1057 
67 .ORDUMUZ ŞANLIDIR  2019-06-10 0 1186 
68 .ÇAYCUMA’DA RUS UÇAĞI  2019-06-04 0 1069 
69 .ESKİ ÇAYCUMA’DAN..  2019-05-27 0 1202 
70 .M.ÇELİKEL LİSESİ’ne VEDA  2019-05-20 0 1133 
71 .YIL 1995 MAYIS’IN ONDOKUZU   2019-05-13 0 1094 
72 .ÇAYCUMA EĞİTİM KÜLTÜR ÖDÜLÜ  2019-05-06 0 1137 
73 .ÇAYIRKÖY MAĞRASI ve BALAT DAĞI  2019-04-29 0 1055 
74 .ŞAİRİ-ŞİİRİ SÎGAYA ÇEKMEK ..   2019-04-24 0 1248 
75 .DEVLETİN GÖZÜ ÖNÜNDE..  2019-04-22 0 885 
76 .HEYECANLI SEÇİMLER..  2019-04-15 0 1119 
77 .DEVREK…DEVREK..  2019-04-09 0 1197 
78 .İŞTE MART’ın SONU  2019-03-26 0 1181 
79 .TARİH OKUMANIZ GEREKLİ!..  2019-03-19 0 1056 
80 .ZONGULDAK BAHARI  2019-03-11 0 1229 
81 .ZOKEV KÜLTÜR ÖDÜLÜ  2019-03-04 0 1149 
82 .GÜLERYÜZ’den: OTUZ GÜN  2019-02-24 0 993 
83 .TÖBDER’de TANZİM SATIŞI!..  2019-02-19 0 1139 
84 .NASIL BİR KENT İSTİYORUZ?   2019-02-12 0 1111 
85 .PEKİ, ÇARESİZ MİYİZ?  2019-01-29 0 1230 
86 .DEVREK EMEK GÜNÜ  2019-01-04 0 1223 
87 .BİR ŞAİRLER KENTİ ZONGULDAK  2018-12-03 0 1296 
88 .MUSTAFA KEMAL’den KURTULMAK!  2018-11-26 0 1156 
89 .ATATÜRK’ÜN MUHAFIZI   2018-11-09 0 1270 
90 .POLİTİKA MI?/ ENTRİKA MI?  2018-11-05 0 1421 
91 .CUMHURİYET AYDINI  2018-10-29 0 1266 
92 .CHP’de GÜÇBİRLİĞİ ÇAĞRISI  2018-10-16 0 1334 
93 .DANIŞMA-KAPIŞMA   2018-10-09 0 1272 
94 .ÖNCE EĞİTİM  2018-09-24 0 1550 
95 . “ANDIMIZ”la BAŞLARIZ SÖZE..  2018-09-18 0 1351 
96 .ZONGULDAK KUŞATMADA  2018-07-22 0 2102 
97 .CHP’ye YAKIŞAN  2018-07-16 0 1393 
98 .MUZAFFER TAYYİP’İ ANARKEN..  2018-07-02 0 1406 
99 .HAYDİ ZONGULDAK!  2018-06-18 0 1478 
100 .YÜCE MİLLETİME SESLENİYORUM!  2018-06-12 0 1416 
101 .SEÇİM KAZANMAK…   2018-05-29 0 1628 
102 .ÜLKEMİZİN ESENLİĞİ İÇİN..   2018-05-22 0 1443 
103 .ÇAYCUMA GELECEĞE BAKIYOR  2018-05-07 0 1675 
104 .NAZIM HİKMET ZONGULDAK’TA..  2018-05-01 0 1537 
105 .ATATÜRK ve İNÖNÜ  2018-04-22 0 1478 
106 .DOĞA KIYIMI ve TALANI  2018-04-09 0 1682 
107 .TEFTİŞ - MÜFETTİŞ..  2018-04-02 0 1441 
108 .ÖĞRETMEN PERFORMANSI  2018-03-26 0 1444 
109 .ATATÜRKSÜZ OLMAZ  2018-03-19 0 1709 
110 .MERAK EDİYORDUM  2018-03-12 0 1595 
111 .FESTİVAL TEŞEKKÜRÜ..  2018-03-06 0 1476 
112 .KENT KİMLİĞİNİ KORUMAK  2018-02-27 0 1479 
113 .HALKEVİ KİTAPLIĞI  2018-02-19 0 1584 
114 .DÜNYAYI ADIMLAMAK..   2018-02-09 0 1652 
115 .AHŞAP TEKNELER DİYARI   2018-01-22 0 2372 
116 .MADEN DULLARI  2018-01-15 0 1785 
117 .UMUTLU BAŞLAMAK..  2018-01-08 0 1680 
118 .ESKİ YILBAŞI ANILARI..  2018-01-01 0 1714 
119 .ÇİZGİLERLE YAKIN TARİH..  2017-12-25 0 1512 
120 .PARAYLA GÜRÜLTÜ  2017-12-18 0 1583 
121 .BİR YIL ÖNCE, BİR YIL SONRA..  2017-12-11 0 1518 
122 .ÜSLÛB-ı BEYAN..  2017-12-04 0 1665 
123 .ÖĞRETMEN-İDARECİ  2017-11-27 0 1781 
124 .EREĞLİ’DE İNSAN SICAKLIĞI..  2017-11-22 0 1782 
125 .KASIM DÜŞÜNCELERİ  2017-11-13 0 1630 
126 .ATATÜRK YAŞIYOR, YAŞIYACAK!..   2017-10-27 0 1608 
127 .ÇAYCUMA GÜZELDİ  2017-10-23 0 1612 
128 . ŞAH İSMAİL ÖZKAN  2017-10-16 0 1615 
129 .ÇAYCUMA’DAKİ RUMLAR..  2017-10-09 0 1757 
130 .BİR MUTLULUK GÜNÜ!..  2017-10-02 0 1782 
131 .ŞAİR MUZAFFER’le ARKADAŞLIK..  2017-09-26 0 1713 
132 .NAZIM HİKMET’in RAİF AĞASI..  2017-09-18 0 1647 
133 .ŞAİR MUZAFFER’e VEFÂ BORCU..  2017-09-11 0 1864 
134 . AKLIN ve BİLİMİN GÜCÜ..  2017-09-04 0 1628 
135 .30 AĞUSTOS ZAFERİ   2017-08-29 0 1605 
136 .KURTULUŞ SAVAŞINDA-2 MUSTAFA KEMAL İLE KARŞILAŞMA  2017-08-23 0 1656 
137 .KURTULUŞ SAVAŞINDA-1 YEDİ GÜN YEDİ GECE ÇARPIŞTIK..  2017-08-20 0 1768 
138 .ÇÜRÜK ELMA  2017-08-14 0 1991 
139 .ÇAYCUMA PLAJI..  2017-08-06 0 1723 
140 .NASIL BİR EĞİTİM?  2017-07-31 0 1623 
141 .Göreve dönme umudu..  2017-07-25 0 1747 
142 .15 TEMMUZ ANMASI..  2017-07-18 0 1639 
143 .Hak hukuk adalet!..  2017-07-10 0 1772 
144 .MUZAFFER TAYYİP 95 YAŞINDA  2017-07-01 0 1745 
145 .EMEĞİN DEĞERİ  2017-06-30 0 1596 
146 .ADALET YÜRÜYÜŞÜ  2017-06-20 0 1670 
147 .FİLYOS ÇAYI’NA BAKARKEN  2017-06-05 0 1785 
148 .KENTİN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKMAK  2017-05-30 0 1750 
149 .KENTİN ORTAK AKLI  2017-05-22 0 1657 
150 .Zihniyet Meselesi..  2017-05-16 0 1926 
151 .ÇAYCUMA’DA BULUŞMA..  2017-05-08 0 1960 
152 .ÇAYCUMA BULUŞMASI  2017-05-04 0 1737 
153 .HALKOYLAMASI SONUÇLARI   2017-04-24 0 1970 
154 .SAĞDUYU ZAMANI  2017-04-18 0 1638 
155 .Yurttaşlık Görevi  2017-04-10 0 1885 
156 .Ah, Hasan Ataman!..  2017-04-03 0 2020 
157 .DÜZENE UYGUN KAFALAR!..  2017-03-27 0 1990 
158 .KARANLIĞIN GÖZLERİ  2017-03-20 0 1971 
159 . ÇAYCUMA’DA NELER OLUYOR?  2017-03-13 0 2105 
160 .BİR DOST SELAMI..  2017-02-27 0 2128 
161 .Çocuklar NUTUK okuyor..  2017-02-19 0 2275 
162 .Eti için bülbül öldürmek!..  2017-02-13 0 2441 
163 .Delüğe Gireyruk!..  2017-02-06 0 2063 
164 .NELER YAPMADIK PARTİMİZ İÇİN?..  2017-01-30 0 1869 
165 .SABAH OLURSA..  2017-01-23 0 1952 
166 .TARZAN ZOR DURUMDA!..  2017-01-16 0 1893 
167 .Çaycuma’da Kış Geceleri  2017-01-09 0 1926 
168 .KANLI SABAH...  2017-01-01 0 1888 
169 .Çaycuma Birlik ve Dayanışma Gecesi   2016-12-26 0 2066 
170 .HASAD’la komünizm propagandası!..  2016-12-19 0 2085 
171 .KENTİN ÖNÜNÜ AÇMAK  2016-12-12 0 1763 
172 .NE HALDEYİZ? O HALDEYİZ!..  2016-12-07 0 1924 
173 .MADEN MÜZESİ  2016-11-28 0 2042 
174 .CHP’DEN BEKLENEN  2016-11-21 0 1995 
175 .Ankara’da Çaycuma Derneği  2016-11-14 0 2186 
176 .DÜNYA ÖNDERİ ATATÜRK  2016-11-09 0 1958 
177 .ATATÜRK IŞIĞINDA   2016-11-07 0 2212 
178 .ULUSAL BAYRAM..  2016-10-24 0 2200 
179 . KENTİN YERİ DAR..   2016-10-18 0 2092 
180 .Güzel ülkem nereye?  2016-10-10 0 2491 
181 .Önce Annelerini Vur..  2016-09-26 0 2115 
182 .OKULLAR AÇILIRKEN  2016-09-19 0 2193 
183 .12 EYLÜL DÜŞÜNCELERİ  2016-09-13 0 1958 
184 .“Yüzüm Bana Benzer”  2016-09-05 0 2071 
185 .Bir düğün..Bir cenaze..  2016-08-23 0 2496 
186 .Ağrı Eşiği  2016-08-07 0 2245 
187 .Suç Ortakları!..  2016-08-02 0 2174 
188 .Yaşadıklarımdan öğrendiğim..  2016-07-25 0 2294 
189 .Bizi şair yaptı Zonguldak..  2016-07-03 0 2456 
190 .DİN İLE DÜNYA İŞLERİ..  2016-06-13 0 2203 
191 .Bir Din Bilgisi Sınavı  2016-05-23 0 2208 
192 .19 Mayıs 1919 Ruhu  2016-05-16 0 2132 
193 .Çaycuma forumu..  2016-05-09 0 2128 
194 .Atatürk düşmanlığının kaynağı  2016-05-02 0 2244 
195 .Yaşa Atatürk, Yaşa 23 Nisan!..  2016-04-18 0 2287 
196 .Çıkmaz Sokak  2016-03-28 0 2325 
197 . Atatürk’e yazılan mektup..   2016-03-22 0 2387 
198 .NERDE KALMIŞTIK DİYECEKTİM!..  2016-03-14 0 2203 
199 .Adımız, andımızdır..  2016-02-29 0 2223 
200 .BİR SÜRELİĞİNE YOKUM!..   2016-02-07 0 2422 
201 .BİZ KİMİZ, BİLİYOR MUSUNUZ?  2016-01-11 0 2375 
202 .BAŞARDINIZ SAYIN MÜDÜR!..  2016-01-05 0 2374 
203 .CHP KENDİNİ TOPLAMALI..  2015-12-30 0 2311 
204 .EKMEKLE GÜREŞMEK   2015-12-13 0 2226 
205 .Öğretmen: Canpolat Pamay /Öğrenci: Mehmet Haberal  2015-11-23 0 2596 
206 .ÇAĞLARIN ÖNDERİ ATATÜRK  2015-11-18 0 2241 
207 .Atatürk’ten Laiklik Dersleri  2015-11-09 0 2484 
208 .Kazanan, kaybeden!..  2015-11-03 0 2400 
209 .“Aydın kişi” neyi nasıl yapmalı?  2015-10-27 0 2469 
210 .Bu meydan kanlı meydan!  2015-10-14 0 2322 
211 .KİTAPLARI YAKMAK.. (KISA KISA ANIMSAMA-2)  2015-10-04 0 2814 
212 .ATATÜRK’ü BİLMEMEK..  2015-09-24 0 3431 
213 .YÜREĞİMİZDEKİ YANGIN..  2015-09-07 0 2556 
214 .Mustafa Kemal ve İsmet İnönü ile..   2015-09-02 0 2486 
215 .Yedi sıra tel örgü..  2015-08-27 0 2389 
216 .AŞK ENGELLİ   2015-08-12 0 2329 
217 .Kent kültürünü korumak  2015-07-28 0 2452 
218 .Yollar ayarsızsa toprak kayar, taş düşer!..   2015-07-22 0 2306 
219 .Kentin geleceğine bakmak  2015-07-15 0 2407 
220 .Bu yatak niye burada?  2015-07-10 0 2622 
221 .Öldükten Sonra  2015-07-03 0 2631 
222 .Kandilli’de “kömür kokulu gün”  2015-06-18 0 2392 
223 .Bu Türkiye kitaba uymuyor!..  2015-06-13 0 2332 
224 .Ben bu sazı çala çala yoruldum!..  2015-06-04 0 2623 
225 .Devrek köylerinden sesler geliyor..  2015-05-27 0 2670 
226 .Bir Pazar Günüydü..  2015-05-20 0 2538 
227 .CHP neler yapacak?  2015-04-28 0 2558 
228 .CHP’nin şansı nedir?  2015-04-14 0 2637 
229 .“Dev Proje” ne oldu?   2015-04-08 0 3707 
230 .Emekli başkenti!..  2015-03-24 0 2477 
231 .CHP’de kontenjan açmazı!..  2015-03-17 0 2420 
232 .Sandıktan umut çıktı!..  2015-03-12 0 2541 
233 .Okurlar Söyleşiyor  2015-02-22 0 2890 
234 . Kent için toplumsal eğitim..  2015-02-11 0 2371 
235 .Filyos Vadisi Belediyeleri Birliği  2015-02-03 0 2836 
236 .Baston kenti, kültür penceresi!..   2013-05-30 0 4679 
237 .Mektubun Avucumda..   2013-05-06 0 4367 
238 .Çankaya   2013-04-16 0 3602 
239 .Mustafa Kemal’den kurtulmak!..  2013-04-04 0 3639 
240 .Madenci protestosu!..  2013-03-13 0 4110 
241 .Güneşi Görememek!..  2013-03-04 0 3256