 |
Hamit Kalyoncu |
kalyoncuhamit@hotmail.com |
|
DİN İLE DÜNYA İŞLERİ..
Eskiden bazı dinci tv kanalları, "Hava tahmini gelecekten haber veriyor. Bu Allah'a şirk koşmaktır" deyip ya hiç vermezlermiş ya da bazıları genel cümlelerle geçiştirirlermiş. Artık iyice palazlandıkları için önem verdikleri tek şey iktidarlarının ayakta kalması konusudur.Bunu sağlamak için her türlü yolu deneyeceklerdir. Tabii bir de iktidar olmanın önlenemeyen sorumsuzluğu.. Artık bilimi de teknolojiyi de kullanırlar, üfürükçülüğü de müneccimleri de. Hele birtakım din adamlarının verdiği fetvalar gazettelere pek yansımıyor ama, çağdaş yaşama, ahlaka, topluma uymayan ters gelen bir yığın fetva müsveddesi sosyal medyayı sallıyor hemen her gün.. Ancak, dinlerde ortak bir genel anlayış ve davranış görülür. Bilimle çelişen, bilime karşı olan tüm söylemlerini önce körü körüne savunurlar. Ne zaman ki artık karşı çıkamayacaklarını anlarlar işte o zaman "bu zaten kitapta yazıyor" derler. Sanırım 1964 yılıydı. İnsanoğlu Ay’a gitme hazırlığı içindeydi. Ayını gününü ne yazık ki hatırlayamıyacağım ama Hürriyet gazetesi, 1. sayfa alt kısımlarında bir hocanın : “Ay’a gidemezler ay kırılır”dediğini yazmıştı. Hiç unutamadım bu gazette haberini. Şimdi yazın bir tarafa, bu bizim mollalar dün öyle demişlerdi ama yakında “Ay’a gidip ilk ezanı okuma” yarışına da girerler!.. DİN İLE DÜNYA İŞLERİNİ AYIRMALIYIZ Büyük Taarruz’dan evveldi. O zamanlar beni sık sık yanlarında gezdirirlerdi. Bir gün hocalar ve askeri erkn çadırında toplandık. Tabii sureti mahsusa da davetli olarak… Hepimiz yerlerimizi aldıktan sonra şu suali sordular: - Şer’i şerif (İslam dini hukuku) üzerine verilen fetvalarda tarik (yol) bir midir? Biz kumandanlara, kumandanlar bize bakıştık. Mustafa Kemal, sualini daha basitleştirdi: - Yani dinin en büyük mümessili, bir dini mesele hakkında iki türlü fetva verebilir mi? Evvela kumandanlar cevap verdiler: - Hayır… Biz cevap verdik: - Hayır… O zaman hepimizin yüzüne baktı ve gayet sakin olarak: - Nasıl oluyor da İstanbul’da, İstanbul Hükümeti’nin Şeyhülislamı benimle hepinizin idamı hakkında fetva veriyor da, Anadolu’daki din mümessili aksini iddia ve ispat ediyor.Bizim haklılığımızı savunuyor. Hepimiz susuyorduk. Mustafa Kemal son sözü söyledi: - Din ile dünya işlerini ayırmalıyız… (Esat İLERİ -Kaynak: Dünya Gazetesi 10 Kasım 1955. Her Gün Atatürk'le Beraber." den alıntıdır.) MİLLİ EĞİTİM SİSTEMİNİN TEMELİ Eğitim-iş Sendikası; “Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumları Yöneticilerinin Görevlendirilmelerine Dair Yönetmelik’in 15. maddesinde düzenlenen, “müdür başyardımcısı ve müdür yardımcılığı yazılı sınav konuları arasında “Atatürk İlke ve İnkılapları” konusunun yer almaması ve bununla birlikte hukuka aykırı diğer hükümlerin iptali” için dava açmıştı.. Danıştay’ın bu dava konusu ile ilgili verdiği son kararda; “Türk Milli Eğitim Sisteminin temelinde Atatürk ilke ve İnkılaplarının bulunduğu”, bu nedenle “Türk Milli Eğitim sisteminin yönetim kademesinde yer alan müdür yardımcısı ve müdür yardımcılarının da belirtilen esaslar dahilinde eğitim vermesini sağlamak amacıyla Atatürk İlke ve İnkılap tarihi konusunda belirli bir seviyede bir bilgi sahibi olması gerektiği” ifade edilmiştir. Danıştay’ın aldığı bu karar: Sadece kurumsal olarak Bakanlığa değil, aynı zamanda Milli Eğitimin her kademesinde görev yapan yöneticilere (hatta öğretmenlere) de bir uyarı niteliğindedir. Danıştay, MEB ve okul yöneticilerinin açıkça, “Atatürk İlke ve İnkılap tarihi konusunda belirli bir seviyede bir bilgi sahibi olması gerektiği”, bunun için de “Milli Eğitim Sistemi içinde bulunan her kademedeki yöneticilerin Atatürk ilke ve İnkılap Tarihi esasları dahilinde eğitim vermelerini sağlamak amacıyla” diyerek, Bakanlığa ve eğitim yöneticilerine ciddi uyarılarda bulunmuştur. SEÇMENİN YÜZDE ‘% 20-25’i EĞİTİMSİZ TÜİK’in 2013 yılı verilerine göre; 18 yaş üzeri 54 milyon eğitim düzeyi ortalaması 6. Sınıf terk, eski sisteme göre Orta-1’den terk. 25 yaş üzeri 2 milyon insan okuma-yazma bilmiyor veya hiç okul görmemiş. 25 yaş üzeri 4.5 milyon insan ilkokul mezunu bile değil. Bu şu demek; yaşamlarında hiç Tarih, Coğrafya, Türkçe dersi bile görmemiş olan % 20-25’lik bir seçmen kitlemiz var demektir. . Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verilerine göre; 2014 yılında toplam seçmen sayısının ise yurtiçinde: 52 milyon 305 bin 382, yurtdışında ise 2 milyon 736 bin 410 seçmen olduğu belirtildi. CİNSİYET EŞİTLİĞİ SIRALAMASI Dünya Ekonomik Forumu’nun 2014 Raporuna Göre 142 ülkenin esas alındığı sıralamaya göre “Cinsiyet eşitliği”nde çok gerilerde olduğumuz görülüyor. Kuzey Avrupa ülkeleri İzlanda, Finlandiya, Norveç ve İsveç en önde olan ülkeler. Son sıralarda ise Suriye, Çad Cumhuriyeti, Pakistan ve Yemen yer alıyor. Sıralamada Kuveyt, Nepal, Malezya, Zambiya gibi ülkelerin de Türkiye’nin önüne geçtiği görülüyor. Cinsiyet eşitliği sıralaması: İzlanda:1, Finlandiya 2, Norveç:3, İsveç:4, Danimarka:5, Nikaragua:6, Ruanda:7, İrlanda:8, Filipinler:9, Belçika:10 Angola:121, Fiji:122, Tunus: 123, Bahreyn:124, TÜRKİYE:125 ONLAR MERSİN’E BİZ TERSİNE Yapılan açıklamalara göre İsrail’de her 10 çocuktan 9’unun seçmeli dersi: Elektrik-Elektronik, Bilgisayar, Motor, Denizcilik, Havacılık, Mekanik, Tasarım. Türkiye’de her 10 çocuktan 9’unun zorla seçtirilen seçmeli dersi: Kur’an ve Hz. Muhammed.. İsrail ve Batı ülkeleri kendilerine gerekli bilim adamı ve teknik adam yetiştiriyor, bizde hangi ihtiyaçtan doğuyor ise imam ve hafız yetiştiriliyor.
Okunma Sayisi : 2202
Yazılma Tarihi : 2016-06-13
|
<< Yazara Geri Dön <<
|
Yorumlar
Henüz Hiç Yorum Yazılmamış. Bu Yazıya Yorum YazınELEŞTİRİYE EVET HAKARETE HAYIR!...
Yorum köşemiz düşüncelere zenginlik katmak için hizmet vermektedir.
|
|