Eğitim Sen; “KPSS Kaldırılsın, Sınavsız, Koşulsuz, Kadrolu Atama Yapılsın”
Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği tarafından kopya skandalı nedeniyle iptal edilen ve 31 Ekim Pazar günü gerçekleştirilecek olan KPSS – Eğitim Bilimleri Alan Sınavı öncesinde “KPSS kaldırılsın, sınavsız, koşulsuz, kadrolu atama; Öğretmen açıkları kadrolu güvenceli atamalarla kapatılsın” talepli basın açıklaması yapıldı. Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği binasında yapılan basın açıklamasına Eğitim Sen üyelerinin yanı sıra atanamayan öğretmenler de katıldı.
Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol; Emperyalizme karşı ulusal bağımsızlık mücadelesiyle kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 87. kuruluş yıldönümünün kutlandığı bir günde atanmayan öğretmenlerin sorunlarını dile getirdiklerini belirtti. Aydınlanmanın taşıyıcısı öğretmenlerin atanamadığını ve güvencesiz bir şekilde çalıştırıldığını belirten Akyol; Yaşananların Cumhuriyetin kamucu, halktan yana politikalarının, Cumhuriyetin devrimle genelleştirmeye çalıştığı kamucu eğitim ve sağlık politikalarının, sosyal devlet uygulamalarının birer birer terk edilmesinin bir sonucu olduğunu vurguladı.
Ataması yapılmayan ve işsiz öğretmen ordusunun hayatını felce uğratan, kopya skandalları ile birçok gencin umutlarını söndüren, güvenini ortadan kaldıran KPSS – Eğitim Bilimleri Alan Sınavının 31 Ekim Pazar günü yapılacağını hatırlatan Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol; “ KPSS’deki kopya İddiaların hala sonuçlandırılamamış olması bir yana onlara yaşatılanların siyasal sorumluluğunun hükümetin üzerine dahi almayarak sınava girecek öğrencileri aşırı düzeyde güvenlik önlemleriyle bir nevi cezalandırması kabul edilebilir bir durum değildir. Yaşanılanlar açıkça göstermiştir ki gençlerimizin hayatlarını kuşatma altına alan sınav sistemine hiçbir güven duygusu kalmamıştır. Kaldı ki sınavın ölçme ve değerlendirme kriterlerin bilimselliği ve adaleti de tartışmalıdır. Bu sebepledir ki bu sistemin ortadan kaldırılması sorumluluğu AKP’nin omuzlarında halen bulunmaktadır.
Sınavın iptal edilmesinin hemen arkasından Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’nun öğretmen ihtiyacının ücretli öğretmenlerle kapatılacağını ifade etmesi KPSS’yi meşrulaştırma çabalarıyla çelişmektedir. Çünkü “ücretli öğretmenlik” uygulamasında devlet okullarında kadrolu öğretmenlerle birlikte aynı işi yapan ücretli öğretmenler ders vermektedir. Eğitim hizmetin örgütlenmesi konusunda okul, öğrenciler ve verilen eğitim hizmeti gibi faktörlerin aynılığına rağmen kadrolu ve KPSS engelini aşamamış öğretmenlerin aynı işi yapmalarının sağlanması KPSS’nin sadece kamu görevlisi istihdamında bir sıralama sınavı olduğunu göstermektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı, 2010 KPSS’sinden bir gün önce 9 bin 584 sözleşmeli öğretmen alınacağını açıklamıştır. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı’nın istihdam stratejisinin “iş güvencesiz öğretmen” üzerinden şekillendiği gözlenebilmektedir. Buradaki amaç, eğitim fakültelerinden mezun olan öğretmenlere, dershanelerdeki çalışma şartları ve ücretli öğretmenlik gibi güvencesizliğin en saf şekilde yaşandığı istihdam biçimleri karşısında sözleşmeli öğretmenliğin kamuda istihdam edilmiş olmak gibi görünürde güvenceli konumu karşısında “ölümü gösterip sıtmaya razı etme” politikası güdülmesidir.
Öğretmenlerin kadrolu istihdam biçimi yerine sözleşmeli istihdam edilmesi çalışma ilişkilerinin kuralsızlaşması, emekçiler arasında yaratılan rekabet, çalışma koşullarının farklılaşması, ücret ve sosyal hak eşitsizliği ve sosyal güvenlik hakkından aynı ölçüde yararlanamama gibi sorunları beraberinde taşımaktadır. Oysaki eğitimin niteliği, öğretmenin niteliği ile doğru orantılıdır. Öğretmenlik mesleği düzenlilik ve süreklilik gerektirdiğinden, sözleşmeli öğretmenlerin mevcut çalışma koşulları ile öğrencilere faydalı olabilmesi mümkün değildir. Bu ve benzeri nedenlerle, bütün öğretmenler, kadrolu ve iş güvencesine sahip olarak istihdam edilmek zorundadır.”
KPSS gençlerimizi, genç öğretmenlerimizi, eğitimin niteliğini ve dolayısıyla çocuklarımızın geleceğini öğüten bir mekanizmaya dönüşmüştür. Bu mağduriyeti ortadan kaldırmak için; Öğretmen açığı ile işsiz öğretmen sayısı arasındaki denge de düşünülerek, işsiz öğretmenlerin tamamının kadrolu iş güvenceli olarak atamalarının yapılması; Çalışma yaşamı içinde olması gereken herkese kadrolu iş güvenceli çalışma olanağının sağlanması; Bu düzenlemeler kapsamlı ve uzun vadeye yayılmayan bir plan dahilinde hayata geçirilinceye kadar işsiz kalan her bireye insanca yaşama olanağı sağlayacak bir “yurttaşlık geliri ve sosyal güvence” sağlanması gerekmektedir.” dedi.
Atanamayan öğretmenlerden Mehmet Turgut da yaptığı konuşmada atanamayan öğretmenlerin büyük sorunlar yaşadığını ve öğretmenlik dışında işler yaptığını vurgulayarak Başbakanın KPSS skandalıyla ilgili olarak hiçbir açıklama yapmadığına dikkat çekti. Turgut, atanamayan öğretmenlerin psikolojik sorunlar yaşadığını ve intiharların başladığını belirterek kadrolu atanmak istediklerini belitti.