Türkiye Değişim Hareketi (TDH) Gökçebey İlçe Başkanı Necati Aratoğlu yaptığı açıklamada, "Uğur Mumcu yiğit, dürüst araştırmacı gazeteciliğin öncüsü katledilişinin 17. yılında saygı ile andığımız, ışığı bizim için hiç sönmeyecek gerçek bir demokrasi şehidimizdir. Türkiye Değişim Hareketi olarak Sayın Uğur Mumcu’nun aydın fikirlerini ve Laik bir Türkiye için, bu uğurda canını verdiği mücadelesini unutmadık, unutturmayacağız.“ dedi.
Ayrıca, Necati Aratoğlu, Vatan Gazetesi yazarı Can Ataklı’nın, Sayın Mustafa Sarıgül’e yönelttiği kritik soruların bir kısmına verdiği cevapları, Gökçebey’de Türkiye Değişim Hareketine destek verenler ve bu cevapları merak edenler için yaptığı açıklamada yer verdi.
İŞTE MUSTAFA SARIGÜL’ÜN CEVAPLARI
MADDİ KAYNAK: Hemen belirtmeliyim ki TDH’nın bütün etkinliklerinde bütün masraflar, kurucular, kadrolar, gönüllüler ve katılımcılar tarafından dayanışma ve imece usulü paylaşarak karşılanıyor.
1- TDH’nin her ay 3000 gönüllüye maaş ödediği doğru mu?
TDH’nın bugün 680 bin gönüllüsü var. Hedefimiz 1,5 milyon gönüllüye ulaşmaktır. Her gönüllünün sandığa 20 seçmen getirmesini hedefliyoruz. 3000 gönüllü bugünkü Türkiye için ufuk darlığıdır. Ayrıca 3000 gönüllü için asgari ücretten maaş verilse bu ayda yaklaşık 3 milyon TL yapar. Bu soruyu soranların hesap yapmayı bildiğinden şüphe duyarım. Kaldı ki o zaman bu yurttaşlarımıza gönüllü demek doğru olmaz. TDH, bugün başka hiçbir partiye nasip olmayan bir gönüllü kitlesiyle çalışıyor. Bunu anlayamayanlar da bu tip sorular soruyorlar. Gönüllülerimiz kendi masraflarını kendileri karşılıyor.
2- Mitinglere uzak yerlerden katılacaklara ücretsiz araç sağlanıyor mu?
Böyle bir şey yok. Zaten bu gerçekçi de değil. TDH hareketi toplumda büyük bir heyecan yarattı, bu heyecan katlanarak büyüyor. İller ve ilçelerdeki yönetim birimlerimiz, kadrolarımız araçları kiralıyor. Katılımcılar da yol masraflarını aralarında bölüşerek ödüyor.
3- Mitinge gelenlere kumanya dağıtılıyor mu?
Bu konuda merkezi bir düzenleme yapılmıyor. Yol boyunca yenen yemeklerin masrafı yerel birimler ve katılımcılar tarafından imece usulü karşılanıyor.
4- Mitingler için işini bıraktığını beyan edenlere bir günlük yevmiye ödeniyor mu?
Böyle bir şey söz konusu değil. TDH, hiçbir katılımcıya hangi ad altında olursa olsun hiçbir ödeme yapmaz. Katılımcılar bütün masrafları dayanışma usulü aralarında paylaşır. Kaldı ki mitinglerimiz çoğunlukla pazar günleri yapılıyor. Katılımcıların büyük çoğunluğu miting günleri zaten izin kullanıyor.
5- Sarıgül’e yurt gezilerinde kullandığı özel uçakları kim kiralıyor?
Türkiye’de sivil havacılık çok gelişti. İstendiği takdirde, pek çok firmadan özel uçak kiralanabilir. TDH olarak seyrek de olsa özel uçak kullanmak durumunda kalıyoruz. Bu durumda, kurucu arkadaşlarımızın dayanışmasıyla uçak kirasını paylaşarak ödüyoruz.
6- Miting ve toplantılarda Şişli Belediyesi’nin araçları kullanılıyor mu?
Bu kesinlikle doğru değildir. Şişli Belediye’sinin araçları TDH etkinliklerinde kesinlikle kullanılamaz. Tüm araçlar özel firmalardan kiralanarak ve masrafları da katılımcılar tarafından paylaşılarak ödeniyor.
Sarıgül Cevaplıyor-2
Türkiye Değişim Hareketi Lideri Mustafa Sarıgül’e, kamuoyundan gelen soruları sormuştum. Dün bu hareketin maddi kaynakları hakkındaki sorulara cevap veren Sarıgül, bugün de “CHP’nin oylarını böleceği” iddialarına ve CHP ile aralarındaki farklara ilişkin cevaplarını veriyor.
Verdiğim söz gereği yine hiçbir kısaltma yapmadan bu cevapları yayınlıyorum:
“CHP’Yİ BÖLME”: CHP mevcut genel başkanı ve yönetim kadrosuyla beş kez seçimlere girdi. Bu seçimlerde CHP’nin oylarını Mustafa Sarıgül mü böldü de CHP iktidar olamadı. Hem geçmişteki seçimlerin sonuçları hem de bugün yapılan araştırmalar CHP’nin mevcut yönetim yapısı ve politikalarıyla, iktidar olacak bir oy oranına ulaşamadığını, ulaşmasının da mümkün olmadığını gösteriyor. Israrla söylüyoruz: Hedefimiz iktidar olmaktır. Bunun CHP oylarını “bölerek” mümkün olmadığı açıktır. Şu ya da bu partinin oyları gibi bir kavram da yanlıştır. Seçmenlerin oylarına ipotek koymak seçmenlere karşı en büyük saygısızlıktır. Bu yaklaşım demokratik de değildir. Yurttaşların oyları hiç kimsenin tapulu malı değildir. Yurttaşlar özgür iradeleriyle istediği partiye oy verebilir. TDH, geçmişte hangi partiye oy vermiş olursa olsun, bütün seçmenlerden oy alarak iktidar olacak bir güce ulaşmayı hedefliyor. Ayrıca dikkat edilmesi gereken husus şudur: TDH, CHP’nin hiçbir varlık gösteremediği bölgelerde ve kesimlerde de büyük bir yurttaş desteğine sahiptir. TDH Türkiye’nin 81 ilinde örgütlenmiştir. Toplumun her kesimi ile bütünleşen bir noktadayız. Esas “Neyi bölüyoruz?” diye bizim sormamız haklı değil midir?
3-Neden CHP ile uzlaşma aramıyor?
Bu sorunun cevabını kamuoyu çok iyi biliyor. CHP’den dört kez ihraç edildim, üç kez mahkeme kararıyla geri döndüm ama yine ihraç kararı aldılar. Sadece ihraç kararlarıyla ilgili olarak yıllarca mahkemelerde, Yargıtay’da mücadele verdim. Uzlaşmaz tarafın kim olduğu çok açık değil mi? Sadece bana değil, Gülsüm Bilgehan ve onun gibi çok sayıda değerli siyasetçiyi dışlayanların hangi uzlaşmacılığından bahsedilebilir? Zaten bugün geldiğimiz noktada, TDH bu konuları çok aşan bir durumdadır. Önemli olan toplumun kendi içinde uzlaşmasıdır. Bu konuda da TDH çok ileri bir toplum desteğine ulaşmıştır.
3-TDH’yi CHP’den ayıran nedir?
TDH’nin bugünkü CHP’den en önemli farkı, iktidar olmak istemesidir. Siz, bugünkü CHP yönetiminden iktidar olmaya ilişkin güçlü bir iddia duydunuz mu, bu yönde toplumu ikna eden bir faaliyet gördünüz mü? TDH’nin hedefi, özgürlükçü sosyal demokrasi anlayışıyla, hudut ve bayrak birliği diyen bütün yurttaşların desteğini alarak, korku yerine umudu, kavga yerine uzlaşmayı, kaybolan barışı ve huzuru yeniden oluşturmak, işi ve aşı siyasetin gündemi yapmak, iktidarın mührünü Ak Parti’den almak ve sorunlara çare bulmaktır. TDH’nin amacı, bu hedefe ulaşmak için, ülkemizde siyaset yapma anlayışını değiştirme, siyaseti demokratikleştirmek, siyasetin kalitesini arttırmak, bu yolla demokrasi çıtasını yükseltmektir. Artık bugünkü dünyada sağ ve liberal partiler bile, sosyal demokrasinin temel ilkelerini benimsemek durumunda kalmıştır. CHP yönetimi ise bunun gerisinde kalmış, yeni hiçbir şey üretememiştir.
Türkiye’nin temel sorunlarının çözümü ve dış politika konuları sadece hükümetin sorunu değildir. Bu konularda, kamplaşmaya neden olmadan, çözüm önerileri üretilmelidir. Dünya artık geçmişin iki kutuplu dünyası değildir. Uluslararası ilişkiler üretim ve iletişim faktörleri değişmiştir. TDH dünyayı çok iyi kavramakta ve tanımlamaktadır. Bu çağın dünyasında, demokrasiden korkarak ilerlemek mümkün değildir. Bugünkü CHP yönetimi parti içinde bile demokrasiyi göze alamamıştır. Türkiye için böyle ufuk yaratması hiç mümkün değildir. Demokrasiye inanmak özgüven sorunudur. Sürekli koltuğu kaybetme korkusu duyarak parti yönetilemez, Türkiye hiç yönetilemez.
TDH’nin özgüveni tamdır. İlk önce parti içinden başlayarak demokrasiyi her alanda uygulamaya kararlıdır. TDH lidere bağlı değil, halka bağlı bir parti olacaktır. Genel başkanı delegeler değil, partinin tüm üyeleri seçecektir. TDH’de her kademede en az yüzde 30 kadın olacaktır.
Toplumların yüzlerce yılda oluşan ulusal değerleri, gelenekleri, inançları vardır. Bu değerler, gelenekler ve inançlar o toplumları bir arada tutar. Toplumun inançları, gelenekleri ve ulusal değerleri TDH’nin de inanç ve değerleridir. TDH inançlara ve ulusal-toplumsal değerlere saygılıdır. Ama TDH inançların ve ulusal değerlerin siyasete alet edilmesine karşıdır. TDH inançlara saygılı laikliği savunmaktadır.
3-TDH’nin barajı aşacağına inanıyor mu?
TDH baraj meselesiyle uğraşmaz. TDH’nin tek hedefi, yurttaşlarımız ve ülkemiz için iktidar olmaktır. Türkiye tıkanmıştır, yurttaşlarımız mutsuzdur. Halkımız, yeni bir siyaset, yeni bir enerji, gönül rahatlığıyla oy vereceği yeni bir parti ve gerilimi düşürecek, kutuplaşmayı önleyecek, değişimi sağlayacak yeni bir iktidar arıyor. TDH bu arayışa cevap verecek tek harekettir. TDH kavgadan değil uzlaşmadan yanadır. Baraj hesabı yapmak, siyasetçinin kendine hesap yapmasıdır. Biz Türkiye için hesap yapıyoruz, yurttaşlarımız için iktidar olma hedefiyle çalışıyoruz.
4-Barajı aşamayıp CHP’nin oylarını düşürürse vicdani rahatsızlık duyacak mı?
Bu soruyu soranların, aynı soruyu CHP baraj altında kaldığında CHP yöneticilerine sormaları gerekirdi. Oysa o günkü yöneticiler bugün hâlâ CHP’nin başındadır. Vicdani rahatsızlık sorusu bize değil, bu siyasetçilere sorulmalıdır. Bugün iktidara oy verenler “Başka alternatif yoktu, onun için oy verdik” diyor. Muhalefete oy verenler ise “Elim kırılsaydı da vermeseydim” diyor. Esas vicdani sorumluluğumuz, Türkiye’yi bu açmazdan kurtarmak için kolları sıvamamız ve elimizi taşın altına koymamızdır. Biz bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Eğer Türkiye’nin geleceği için bugün bir şey yapmazsak, asıl vicdani rahatsızlığı o zaman duyarız.
Sarıgül’ün Cevapları-3
Şimdi Mustafa Sarıgül’ün cevaplarına geçelim:
Sayın Can Ataklı, Bana ve TDH’ye yönelik soruları cevaplandırmaya devam ediyorum. Bugün çok önemli bir konu olan Ak Parti hakkındaki sorulara cevap veriyorum. Soruların tamamı önemli olduğu için, kamuoyunun merakını gidermek açısından, kalan soruların cevabını cumartesi günü göndereceğim.
TDH’nin, Ak Parti’yi eleştirmediği iddiaları doğru değildir. Bugün Türkiye tıkanmıştır. İktidara oy verenler, “Alternatif yoktu, onun için oy verdim” diyor. Muhalefete oy verenler ise, “Elimiz kırılsaydı da vermeseydik” diyor. TDH, ülkedeki bu açmazı sona erdirmek için ve iktidarın mührünü Ak Parti’den almak için yola çıktı. Dolayısıyla, iktidarın yanlışlarını söylemek, siyasi mücadelenin doğası gereği yapılması gereken bir şeydir. Ancak TDH başkaları gibi karalamak, kötülemek ve şikâyet etmek için değil, çare bulmak için siyaset yapıyor. Bu yaklaşım farkı yurttaşlarımız tarafından takdir ediliyor ve büyük destek görüyor. Toplum, kendi içinde uzlaşma arıyor, siyasetten ise barış, huzur ve güvenin yeniden kurulmasını, iş ve aş gibi öncelikli meselelere çare bulunmasını talep ediyor. TDH bu talebi gerçekleştirmek amacıyla siyaset yapıyor.
1- AKP’nin TDH’ye örtülü destek sağladığı doğru mudur?
Siyasi partiler birbirine rakiptir. Bir partinin karşısında duran bir partiye destek vermesi işin doğasına aykırıdır. Böyle bir şey mümkün de değildir. Başka partilerin hesapları bizi ilgilendirmez, etkilemez. TDH’nin tek ve açık destekleyeni vardır. O da halkımız, yurttaşlarımız ve yeni bir Türkiye için bize umut bağlayan insanlarımızdır.
2- AKP yandaşı medyada Sarıgül haberlerinin çokça yer almasını neye bağlıyor?
Haber değeri taşıyan her olay medyada hak ettiği yeri alır. Türkiye’nin her yerinde halkımız TDH’nin heyecanını duyuyor, yerel ve ulusal medya da bunu yansıtıyor. Bundan daha doğal bir şey olamaz.
İzmir mitingimizden sonra gazetelere ve televizyonlara bakıldığında, TDH ile ilgili haberlerin, bütün medya organlarında çok geniş olarak yer aldığı görülmektedir. Mevcut medya kuruluşlarının nereye yandaş olduğu bizi ilgilendirmiyor. Bizi ilgilendiren onların okurları, yani hiçbir ayrım yapmadığımız yurttaşlarımızdır. Medyamız, TDH’nin yükselişini ve sesini, ayrım yapmadan hepsini kucakladığımız yurttaşlarımıza, kendi okuduğu gazete veya seyrettiği televizyon kanalında ulaştırıyorsa, önemli ve yararlı bir kamu hizmeti görüyor demektir.
3-Sarıgül’ün ağzından bugüne kadar AKP eleştirisi hiç duyulmadı, neden?
Bu iddiayı reddediyorum. Bu yanlış algının kasıtlı olarak yaratılmaya çalışıldığını düşünüyorum. Diğer yandan, bugün siyasi eleştiri dendiğinde, maalesef toplumun gerçek gündemiyle ilgisi olmayan atışma ve didişmeler anlaşılıyor. Ben bütün konuşmalarımda, Ankara’daki siyasetin gündemi ile halkın gerçek gündeminin birbirinden farklı olduğunu, iktidar ve muhalefetin karşılıklı atışmalarla vakit geçirdiğini, oysa yurttaşlarımızın iş, aş, sağlık, eğitim, barış, huzur gibi taleplerinin olduğunu söylüyorum. İktidarın kurumlarla kavgalı olduğunu, yıprandığını, halkın değişim istediğini ifade ediyorum. Gittiğim her yerde işsizlikten, yoksulluktan, açlıktan, sefaletten, ekonomideki kötü gidişten, dış borçlardan söz ediyorum. Türkiye’nin bu kötü gidişten kurtularak yeni bir iktidara kavuşması gerektiğini anlatıyorum. Haksız telefon dinleme olayına, ulusal sorunların siyaset malzemesi yapılmasına, dış politikada tutarlı olmayan girişimlere, yargı üzerinde baskı kurma çabalarına eleştiri getiriyorum. Tüm bunlar AK Parti eleştirisi değil de nedir?
Ben iktidarla ilgili daha pek çok konuda ciddi mesajlar veriyorum. Yurttaşlarımız bu sözlerimizi büyük bir destekle karşılıyor ve meydanları dolduruyor. Ama ben başkaları gibi karalamıyorum, kötülemiyorum, şikâyet etmiyorum, çare bulmak için siyaset yapıyorum. Üslubumuzdaki fark buradadır.
4-TDH barajı aşarsa, AKP tek başına iktidar olamazsa, TDH-AKP koalisyonuna sıcak bakıyor mu?
Yukarıda da söylediğim gibi TDH’nin bir tek hedefi vardır: O da iktidar olmaktır. Bunun dışındaki konularla ilgili değiliz.