|

Zonguldak’ta Milli Mücadelede Türk Saflarına İltica Eden Fransız Müslüman Askerler
Yüzbaşı Cevat Rıfat Bey’in Zonguldak Müdafaası ve Türk Saflarına İltica Eden Müslüman Askerler.
1.Dünya Savaşı'nda Fransız askerleri şimdiki Karaman-Ankara yolunu kullanarak başkente geçmek, sonra da yeni kurulmuş meclisi yıkarak ülkeyi işgal etmeyi amaçlamıştır. Mustafa Kemal Paşa bu durumu önceden sezmiş ve Yüzbaşı Cevat Rıfat’ı buraya, Zonguldak ve çevresine komutan olarak görevlendirmiştir. Fransız askerleri Sapça Geçidi'ne (o zamanki Sarpça) kadar gelmiştir. Cevat Rıfat ve komutasındaki Kuvayı-ı Milliye ise Sapça'da düşmanla karşı karşıyadır. Fransız askerlerinin 2/3'ü Tunuslu/Cezayirli Müslümanlardan oluşuyordu. Yüzbaşı Cevat Rıfat Bey’in Zonguldak Müdafaası ve Türk Saflarına İltica Eden Müslüman Askerleri anlatan 33 sayfalık Makale Mert Yunus Balcı tarafından hazırlanıp Türk Yurdu dergisinin 2013 Mayıs sayısında yayınlandı.
Bizde okuyucularımız ve takipçilerimiz için Mert Yunus Balcı tarafından hazırlanan 33 sayfalık Makalenin 17-18-19-20-21 sayfalarını yayınlıyoruz.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Türk Yurdu-Mayıs 2013 - Yıl 102 - Sayı 309
Makale Adı:
Milli Mücadele’de Kuvay-i Milliye’nin Din Propagandası: Bartın ve Havalisi kumandanı
Yüzbaşı Cevat Rifat Bey’in Zonguldak’ı İşgal Eden Fransız Kuvvetlerine Yönelik Gizli Propaganda Faaliyetleri ve Türk Saflarına İltica Eden Müslüman Askerler
Hazırlayan:
Mert Yunus BALCI
Danışman
Dr. Celil Bozkurt
Sayfa:17-18-19-20-21
CEVAT RİFAT BEY’İN FRANSIZ İŞGAL KUVVETLERİNDEKİ MÜSLÜMAN ASKERLERE YÖNELİK PROPAGANDA FAALİYETLERİ
Bilindiği üzere Fransa, Birinci Dünya Savaşı’nda kullanılmak üzere Afrika’daki müstemleke topraklarından binlerce siyahî insanı Anadolu topraklarına getirmiş, Cezayir, Fas, Tunus ve Senegal gibi ülkelerden gelen bu askerler savaş cephelerinde kullanılmışlardı. 51 Gelen bu askerlerden yalnızca Birinci Dünya Savaşı’nda faydalanılmamış, Birinci Dünya Savaşı sonrası Fransa’nın, işgal ettiği bölgelerde de bu askerleri kullandıklarını görmekteyiz. Getirilen bu askerlerin muazzam bir bölümünün Müslüman askerlerden teşekkül ettiğini söyleyebiliriz.
Milli Mücadele Dönemi’nde, Fransa’nın getirdiği müstemleke askerlerinin istifade edildiği yerlerden birisi de Zonguldak idi. Zonguldak ve Havalisi’ne gelen yaklaşık 2000 kişilik Fransız kuvvetlerinde bulunan erlerin üçte ikisinin Cezayir ve Tunuslu Müslüman müstemleke askerlerinden oluştuğunu görmekteyiz. Cezayir ve Tunuslu Müslüman askerlerin yanı sıra Senegal vb. ülkelerden getirilen askerler de birliklere takviyeler yapıyorlardı.
Müstemleke askerlerinin Osmanlı kültürüyle yetiştikleri, giydikleri kırmızı feslerden belli oluyordu.Yüzbaşı Cevat Rifat Bey, Fransız ordusunda belirgin şekilde dikkat çeken siyahî askerlerin, Afrika’daki sömürgelerden getirilen Müslümanlar olduklarını fark etmiş ve dindaşı olan bu askerleri dâhiyane bir planla etkileme yoluna gitmiştir. Cevat Rifat Bey, bu askerlere yönelik olarak Arapça yazılmış bir beyanname hazırlatmıştır. Bölgenin önemli din âlimlerinden Nusrat Efendi ve Bartın Jandarma Komutanı İsa Bey tarafından kaleme alınan beyannamenin Türkçe metni şöyledir:
Aziz din kardeşlerimiz!
Karşınızda, bin küsur seneden beri livây-ı İslam’ı imanlı ellerinde taşıyan ve onu yeryüzünün üç kıta’sında şanlar ve şerefle dalgalandıran İslam’ın ordusu ve Yeryüzünün halifesinin askerleri var. Vatanımızı müdafaa ediyoruz. Bu vatan İslam’ın son kalesidir. Bizler asırlardan beri sizlere hizmet ettik, uzun seneler bir bayrak altında yaşadık, bu bayrak yerlere düşmeyecektir.
Sizi saflarımıza davet ediyoruz. Silahlarınızla ve cephanelerinizle bize iltihak ediniz. Evet, gayet iyi biliyoruz ki, bu takdirde bir daha aziz vatanınıza gidemeyecek, evlâdü iyâlinizi göremeyeceksiniz. Fakat buna mukabil, ebedi âlemde Allah’ın büyük mükâfatına mazhar olacak, daimi cennetlerde yaşayacaksınız. Allah Teâlâ kitabımızda müminler kardeştir diyor. Kardeş kardeşe silah atmaz, Allah Teâlâ Kuran’ı hâkiminde ‘’Bir miskal hayır işleyenlerin, iyilikleri boşa gitmez’’ buyuruyor. Sizi Allah ve Müslümanlık namına saflarımıza davet ediyoruz.
Esselâmu aleyküm ve rahmetullahi berekâtuhu. El’ izzet lil İslam.
Karşınızda Müslüman askerlerin kumandanı
Esseyid Cevat Rıfat
Yukarıda Türkçe metni verilen beyanname, Karadeniz Taburu Kumandanı Sürmeneli Rifat Kaptan ve Yüzbaşı Cevat Rıfat Bey’in okuldan arkadaşı Mahir Bey aracılığıyla Fransız birliklerindeki Müslüman askerlere el altından ulaştırılmıştır.
Görüldüğü üzere beyanname titizlikle ve Müslüman askerlerin duygularına hitap edecek şekilde yazılmıştır. Beyanname de Kur’an-ı Kerim’den ayetler açıklanarak konulmuş, halifenin ismi zikredilerek, İslam’ın şerefini kurtaracak son memleketin Anadolu’da olduğuna atıfta bulunulmuştur. Ayrıca beyannamenin en sonundaki ‘’Esseyid’’ ibaresi de oldukça dikkat çekicidir. Kendisi seyid olmadığı halde‘ ’Esseyid’’ unvanını kullanan Cevat Rifat Bey bununla, beyannamenin Müslüman askerler üzerinde daha da fazla tesir etmesi amaçlamıştır.
Yukarıda Türkçe metni verilen beyanname Fransız birlikleriyle Sapça geçidinde karşılaştığı zaman dağıtılmıştır. Beyannamenin dağıtılmasından oldukça kısa bir süre sonra Sapça Geçidinin müdafaasında yaşananlar bizlere bu beyannamenin oldukça müteessir olduğunu göstermektedir. Yüzbaşı Cevat Rifat Bey’in bölge savunması sırasında yaşananları şöyle belirtmektedir.
‘’...Kıta’lara şu emri verdim, ilerlemekte olan Fransız kıta’larının içinde birçok Cezayirli ve Tunuslu Müslüman vardır. Ben emir vermedikçe kat’iyyen ateş açılmayacaktır.
Fransız müfrezesi, önde bayrakları ağır ağır ilerliyor. Bize iki yüz metre yaklaştıkları zaman mevzi aldılar. Ateş açmağa hazırlanıyorlardı. Askerlerimiz siperlerde ben ve müftü efendi ayaktayız. Sağ yanımızda bulunan sancağı siperin üzerine diktik. Bu sancak Gerede’de sırma ile işlenmiş kelime-i tevhid yazılı idi. Siperin üzerine dikildiği zaman sanki vaktiyle haber verilmiş ve öğretilmiş gibi hep bir ağızdan:
—Allahüekber ekber Allahü ekber Lâ ilâhe illâllahü vallahu ekber. Allahuekber ve lillâhil hamd!...
Karşı tarafta bir kıpırdanma oldu ve Müslüman askerler Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber, nidalarıyla bizim tarafa yaklaşıyorlardı. Onları takibe çıkan Fransızları mıhlamak için askerlere bir himaye ateşi açtırdım.
Bir kısmı Arap, bir kısmı Türk iki Müslüman millet karşı karşıya gelince ağlayanlar, tekbir getirenler, birbirlerine sarılıp öpüşenler, görülecek göz yaşartıcı bir manzara idi. Bu manzara karşısında şaşırdım kaldım.
’’Cevat Rifat Bey’in anlattıklarından yayımladığı beyannamenin amacına ulaştığını ve Fransız saflarındaki Müslüman askerlerin Türk saflarına doğru iltica ettiklerini görmekteyiz. Yürütülen bu propaganda faaliyeti ve akabinde Sapça Geçidinde Fransızlara karşı başarılı mücadele Ankara Hükümeti’ne bildirilmiş, Ankara Hükümeti de Yüzbaşı Cevat Rifat Bey’i tebrik etmiştir.
Yürütülen din propagandaları neticesinde, Fransız Birlikleri’nde Müslüman askerlerin Türk saflarına ilticası devam etmiştir. Cevat Rifat Atilhan, 22 Kasım 1336 (Miladî 1920) tarihli raporunda Zonguldak’taki Fransız Birliği’nden Tunuslu 304’lü bir Muhammed oğlu Bekr ile yine Tunuslu 304’lü Said oğlu Davud isimli askerin Türk tarafına iltica ettiği ve de bu askere hüsn-ü muamelede bulunulduğunu belirtmektedir.Beyannamenin etkisi sonucunda, Fransız İşgal Kuvvetleri’ndeki 10 civarında Müslüman neferin Türk birliklerine iltica ettiğini gören C.Rifat Bey, Müslüman askerlere dağıtılan Arapça beyannamenin oldukça müteessir olduğunu belirtmiş bu tür beyannameleri zaman içerisinde yayımlamaya devam edeceğini rapor etmiştir. 60Bunun akabinde ilticalar devam etmiş, bir sonraki sene 12 Şubat 1337 tarihinde 6 Tunuslu Er Çaycuma’daki Türk Birliğine iltica etmiş, böylelikle o tarihe kadar iltica etmiş olan Müslüman müstemleke askerlerinin sayısı 50’yi geçmiştir. Din propagandalarının olumlu sonuçlarını gören Cevat Rifat, propagandaların aktif bir şekilde devam etmesi için çaba harcamış bunun karşılığını da görmüştür. Yine aynı senenin 24 Şubat’ında bir Müslüman er silahıyla Zonguldak’taki Türk Müfrezesine teslim olmuş, yine, 21 Nisan tarihinde bir Fransız nefer Çaycuma karakoluna, 26 Nisan tarihinde ise silahsız bir Cezayirli nefer Zonguldak müfrezesine iltica etmiştir.Nurettin Peker’in anlattığı ancak tarih vermediği bilgilere göre, ikisi subay dördü çavuş olmak üzere 30 kadar Müslüman Cezayirli askerde kaçarak Türk müfrezelerine teslim olmuşlar ve de Fransızlarla çatışacaklarını beyan etmişlerdir.
Yürütülen propaganda faaliyetleri sadece bu beyanname ile sınırlı kalmamıştır. Aynı zamanda Fransız birliklerine casusların sokularak, Müslüman Cezayirli askerler Türk saflarında mücadele etmeye ikna edilmişlerdir.Türk müfrezelerine gelen askerler, en ön cephelerde savaşmak istemişler ancak güvenlik sebebiyle buna izin verilmemiştir. Bu askerlerin firar etmemeleri için de birtakım önlemler alınmış bu sayede askerlerin firarı önlenmeye çalışılmıştır.
Propaganda faaliyetleri sonucunda Türk birliklerine katılan Müslüman müstemleke askerlerinden bilgi sağlama ve çatışma gibi sahalarda faydalanılmıştır. 6.12.1920 tarihinde Türk tarafına firar eden bir Tunuslu çavuş sayesinde Zonguldak’taki Fransız kuvvetlerindeki asker sayısı, tümen, alay kuvvetleri ve mevcutları, gemileri, makineli tüfek mevcutları ve bu tüfeklerin yerleştirildikleri noktalar, mevcut toplarının cinsi, miktarı ve nereye konuldukları, Fransız bölük tabur komutanlarının isimleri ve rütbeleri, en büyük komutanın ismi ve rütbesi, Zonguldak’taki Fransız kuvvetlerinin karargâhı, bölgedeki Yunan-Fransız ilişkilerine dair bilgiler öğrenilmiştir.
Bartın, Zonguldak, İnebolu havalilerinde görev yapmış biri olan Nurettin Peker anılarında, Türk saflarına geçen, eğitim ve tercümanlıklarını yaptığı askerlerin isimleri şöyle sıralamıştır:
Eltah Oğlu Muhammed 1893, Süleyman Muhammed 1899, Muhammed 1891, Laad Likadar 1898, Bahleki Tayyip 1897, Muhammed Ceylani 1898, Abdülkadir Abdürrahman 1902, Ali Abdülkadir 1900, Nuri Said 1898, Muhammet Ahmet 1894, Emir Muhammed 1896, Muhammed Beşir 1898, Said Mevlüd 1891.Gelen bu askerlerden biri, bir Türk kızıyla evlenip bölgede yaşamaya devam etmiştir.
Propaganda faaliyetlerinin tesiri yalnızca Fransız Birlikleri’ndeki Müslüman askerlerine etkimemiş, aynı zamanda Hindistan, Pakistan gibi Milli Mücadele’yi destekleyen ülkelerden gelen gönüllülerin de birliklere katılmasına vesile olmuştur.
Nurettin Peker Hindistan’dan gelen gönüllerin isimlerini de şu şekilde not etmiştir.
Mekumeddin oğlu Hüseyin 1899, Merbidin Mustafa 1899, Bedrettin İsmail 1899, Natan Muhammet 1896, Nan Ali, Zivhan, Nuriddin, Abbaseddin. Cemil, Mehamet Besim, Kara Molay, Sirhan. Laalhan, Mehmed Şah, Abdürreşat Ceza. Ali Mehmet, Ramazan. Ahad Bek, Veli. Merdin, Mahmud. Şehabettin, Abdi. Mehemmet Şerif, Mehemmet. Ramazan, Hasan Fevri.
Türk Saflarına geçen askerlerden birisi bölgede bir Türk kızıyla evlenerek Kastamonu’da yaşamına devam etmiştir.
Esseyid: Peygamber soyundan gelen kişi
KAYNAKLAR
1:Türk Yurdu -Mayıs 2013 - Yıl 102 - Sayı 309-Milli Mücadele’de Kuvay-i Milliye’nin Din Propagandası: Bartın ve Havalisi kumandanı Yüzbaşı Cevat Rifat Bey’in Zonguldak’ı İşgal Eden Fransız Kuvvetlerine Yönelik Gizli Propaganda Faaliyetleri ve Türk Saflarına İltica Eden Müslüman Askerler
Hazırlayan: Mert Yunus BALCI
Danışman:Dr. Celil Bozkurt
2:https://tr.wikipedia.org/
Haber Tarihi:2016-05-21 Bu haber 2323 kez okunmuştur...
|
<< Ana sayfaya Geri Dön << |
Yorumlar
Henüz Hiç Yorum Yazılmamış. Bu Habere Yorum Yazın
ELEŞTİRİYE EVET HAKARETE HAYIR!...
Yorum köşemiz düşüncelere zenginlik katmak için hizmet vermektedir.
|
|