Somut hiçbir bilgi ve belgeye dayanmadan, tamamen soyut ve politik değerlendirmelerle düşük puanlar verilerek yöneticilik görevine son verilen Eğitim Sen üyesi okul müdürleri, Zonguldak İdare Mahkemesi’nde dava açtılar.
Dava açma öncesinde Zonguldak Adliye Binası önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Eğitim Sen Zonguldak Şube Başkanı Orhan Yılmaz şunları söyledi:
"14 Mart 2014 tarihinde çıkarılan ve başlangıçta torba denilen, yasallaştığına ise çuvala benzeyen düzenlemeler ile okul ve kurum müdürlüklerinin görevlerine son verilmişti.
Bu yasada amaç AKP’nin yandaş sendikası aracılığıyla belirlenen isimleri tasfiye etmek ve boşalan yöneticiliklere yine yandaş sendikanın belirlediği müritlerini atamaktı. İş koltuk savaşına dönünce yandaş müritlerinde kimi yerde küskünlüklerine neden olan uygulamalarla il genelinde 176 okul müdüründen 69’una düşük puan verilerek görev süreleri uzatılmamıştır. 69 Okul müdürünün görev sürelerinin uzatılmamasının nedeni görevlerini yapmadıklarından ya da görevlerinde kusurlu olduklarından değildir. Bu durum tamamen kasıtlıdır, değerlendirmeyi yapanların koltuklarında oturabilme çıkarına yöneliktir. Çünkü onlar, bulundukları makamlara gelebilmek için AKP’nin ve yandaş sendikanın kapısında yatmış , şu an hak etmedikleri bir yere gelebilmenin ve burada oturabilmenin bedelini ödemek üzere artık tetikçilik yapmaktadırlar.
Hepinizin bildiği gibi görev süresi uzatılmayan 69 okul yöneticisi ile ilgili olarak bizler tepkilerimizi kamuoyu ile paylaşırken Memur Sen konfederasyonunun il temsilcisi “zaten kime sorsak bu arkadaşlar için aynı olumsuz değerlendirmeyi yapardı, Bizim de üyelerimizin yöneticilik görevi uzatılmadı diyerek” yapılanları onaylamakta, eğitim ile ilgili olan herkesin bildiği gibi hazırlamış olduğu listelere sahip çıkmaktadır.
Ey yandaş, görev süresi uzatılmayan okul müdürlerinin bazılarına “bize üye ol, müdürlük işin rahat olur” diyerek üye yaptığını sağır sultan bile biliyor, çocuk mu kandırıyorsun? Şimdi de bir taşla iki kuş vurmanın pişkinliği ile başka sendikalardan müdürlük için sana gelenlerin elenmesini “benim sendikamın üyesi de yönetici olamadı” diyerek kullanma pişkinliği içindesin. Söyle o zaman, oluşturduğun listenin büyük oranda gerçekleşmesine rağmen ataması yapılmayan bazı devşirme ama hala daha sendikana üye olanların müdürlük süresinin uzatılmamasına karşı ne söylüyor, ne yapıyorsun?
Sendika, üyelerinin hak ve çıkarlarını koruyan, geliştiren tüzel kişiliktir. Sen üyelerinin hak ve çıkarları için genel merkez sayfana bir tane dava dilekçesi koymazken anlaşılan bu işi yine kapalı kapılar ardında oluşturduğun listeler ile yapacaksın. Yahu bu nasıl sendikacılıktır, ne sokakta gözüküyor, ne de hukuk mücadelesi içinde. Ha babam koltuk dağıtıyor ve buradan besleniyorsun. Bugünlerde görevden alınan üyelerine “hele az durun,3 ncü aşamada bu işi çözeriz diyerek beklentileri sürekli ayakta tutmayı sendikacılık mı sanıyorsun?
Sendika bulunduğu düzende üyelerinin hak ve çıkarlarını geliştiren örgütlerdir, dedik. Siz ise konfederasyonunuz aracılığıyla çalışanların enflasyon altında ezilmesine, sizden olmayanların en basit gerekçelerle sürülmesine, atamalarda liyakatsizlerin herkesin önüne geçmesine payandalık yaptınız, yapıyorsunuz.
Koltuk dağıtmayı sendikacılık sayan beyefendi, açıklamalarında bizim eleştirilerimizi ideolojik bulmuş, tıpkı ağababası gibi. Hani bu ülkede ekonomi, savaş, eğitim, sağlık, çevre ile ilgili muhalif bir söz duyduğunda, söylenenleri ideolojik diye niteleyip, sadakaya mahkum ettiği geniş halk yığınlarını yanında tutmaya çalışan efendileri gibi… Kendinden olmayanı inkar ve imha etme üzere kurulu bu faşizan uygulamaların yanı sıra adeta sel önünden kütük kapmaya çalışan yandaş sendika müritlerinde, sürekli olarak boşalan yerlere atanma beklentisi yaratmakta, buna karşı çıkan tepkileri ideolojik olarak nitelendirmektedir. Yesinler senin ideolojini..
Eğitim Bir Sen üyesi olmadığı için uydurma cezalarla sürgün edilenler, sizin sendikanızdan olmadığı için daha mesleğinin başlarında basit bir kusurdan dolayı kıdem durdurma cezaları ile verilen sürgünler, hep bu dönemde oluyor. Sizlere biat etmediği için şimdi de Kozlu Halk Eğitim Merkezinde El Sanatları branşındaki öğretmeni “evde özel eğitim “ için görevlendirmeye çalışıyorsunuz. Ayıbın bu kadarını hiçbir kumaş örtemez. Ne söylesek azdır ama utanacak adam nerde?
Yandaş sendika, devletin gücünü kullanarak okul ve kurum yöneticilerinin görevlerine son verdirdiği gibi yıllardır bulundukları yerde çalışarak adeta öğrencileri ve velileri ile bütünleşmiş öğretmenlerin yerlerini rotasyon adı altında değiştirerek kendi yandaşlarına yer açma peşindedir. Eğer bir yer değişikliği yapılacaksa bu gönüllülük esasına göre yapılmalıdır. Yoksa varlığı ile bulunduğu okulları çekici hale getirenlerin görev yerlerini değiştirerek asalak takımına yer açmak eğitimin son çivisini de çıkarmak demektir.
Birilerinin nitelendirdiği gibi biz koltuk sevdalısı değiliz. Hak olarak gördüğümüz bir alanda hakkımız kaldığını iddia ediyoruz. Bu nedenle bugün açacağımız davalar ile koltuk paylaşımlarına, usulsüz ve niteliksiz yöneticilerin değerlendirmelerine dur diyeceğiz. Ve bir gün inanıyoruz ki sizlere yine buradan haklı çıktığımızı söylerken onların zavallı olduğunu, acizliklerini, hangi suratlarına gelir bilmeyiz ama hukukun kararını bir tokat gibi yüzlerine vuracağız.
Bugün açacağımız davalar ile “dava açmasalar iyi olur, yoksa daha çok çekerler “ diyenlere” “elinizden geleni ardınıza koyarsanız hatırımız kalır, yürü bre Hızır paşa bu devran sana da kalmaz” diyoruz."

