Cumhuriyet devrimi ve Atatürk düşmanlığının çeşitli örnekleri sergileniyor gazete sayfalarında. Politik söylemlerin, davranışların yol açtığı bu durum, yurttaşlar arasında haklı endişelere, büyük bir gelecek kaygısına neden oluyor. Güzel yurdumuzun şurasında burasında Atatürk’ü hedef seçen saldırılar giderek artıyor. Atatürk resimleri, Gençliğe Hitabesi çöp kutularına atılıyor.Çeşitli devlet kurumlarından T.C ifadesi kaldırılıyor. Halkın saf ve temiz din duyguları kullanılarak, bu yolla halkın gözleri köreltiliyor, gerçeklerden uzaklaştırılıyor. Kutsal Allah ve din kavramları kişisel ve grupsal çıkarların aracı haline getiriliyor. Vicdanlar tedirgin ediliyor, yüreklerde yaralar açılıyor.
Başta Atatürk’e, devrimlerine, ilkelerine ve tüm eserlerine savaş açanlar, yok etme kavgasına girenler laik Cumhuriyet okullarında eğitim-öğretim gördüler, yetiştiler. O’nun yolunu açtığı demokratik yaşamda politikaya atıldılar, kimileri milletvekili oldular. Kimileri önemli devlet ünitelerinde, yargıda, askeriyede çeşitli önemli görevler üstlendiler. Devleti ve yönetimini ele geçirdiklerine inananlar, bu ülkenin kurtarıcını, bu devletin kurucusunu yok sayma yarışına girdiler. Bütün bunlar halkın en derin, en içten saf ve temiz din duyguları sömürülerek, bu yolla halk kandırılarak yapılıyor.
Aramızda yoksun artık
Bu yaşamın gerçeği
Ay-yıldızlı bayraklar gibi
Dalgalanıyorsun Anıtkabir’de
Seni hep orada sanıyorlar.
Okumamışlar Büyük Söylevi’ni
Duymamışlar Bursa’da dediklerini
Gösterdiğin tüm yolu yöntemi
Bilmezden gelerek sinsice
Seni mezarınla sınırlı sayıyorlar.(H.Kalyoncu)
Atatürk’ü yıpratmaya, O’nu yüreklerden, beyinlerden, gönüllerden çıkarmaya çalışanlar, O’nu, diğer ölüler gibi görerek korkusuzca saldırıya geçenler; genç-yaşlı, kadın-erkek yurttaşların içinde Atatürk’ün birer parça halinde yaşadığını unutuyorlar. Atatürkçü düşünce öğretisi ile büyüyenler, bu düşünce ve görüşlere bağlı olanlar Atatürk’ü; çağdaş dünya görüşünün, laik ve demokratik yaşamın, bilimsel düşünce ile eğitim ve öğretimin, yurtta ve dünyada barış ilkesinin, yurtseverliğin, özgürlüğün, bağımsızlığın, aydınlanmanın, çağdaşlaşmanın, bilimin ve aklın, insan haklarının, uluslararası işbirliği anlayışının, Doğu uygarlığından Batı uygarlığına yönelmenin, ilerlemenin, kalkınmanın, ulusal ve uluslararası saygınlığın rehberi sayıyorlar.
* * *
Bu gün, 30 Ağustos Zafer Bayramı. Çılgın Türkler’in 26 Ağustos günü başlayan büyük harekâtının 9 Eylül günü İzmir’de zaferle taçlanmasının günüdür.
“Toplar hâlâ gürlemektedir Sakarya’da
Ya bağımsızlık Ya ölüm
İşte bütün mesele bu.
Kocatepe’de saatler suskun
Elleri namlu Mehmet’in gözleri kurşun
Gecenin karanlığında mermi yüklü kadınlarımız
Başkomutan, “İleri” diyor, sağ elini kaldırmış
Bütün ulus Akdeniz’e akmışız. (H.Kalyoncu)
* * *
Yurdumuzu ve laik Cumhuriyetimizi iç ve dış düşmanlardan koruyan, kollayan ATATÜRK ORDUSU'nun “Büyük Zafer Günü” herkese kutlu olsun.
KOCATEPE GÜNEŞİ
Büyüdü Kocatepe dağ dağ
Büyüdü Mehmetler’in yüreği
Büyüdü gözleri cihanca
İleri, dedi Mustafa Kemal
Yürüdüler vatanca
O’nun yüzünde parıldadı
Sarışın ışıkları güneşin
Yansıdı tüm yüreklere
Ya istiklal ya ölüm, dedi
Ege’ye akıyordu mavi gözleri
Sabahın ilk aydınlığında
Kapladı ovayı topların sesi
Saldırdık düşmana ölümüne
Bomba kurşun tepemizde
Atıldık ne varsa elde yürekte
Gökte Allah elde silah
Ne çelik tel ne şarapnel
Koşuyorduk dağlar gibi
Tarihin en kanlı cenginde
Her asker birer devdi
Kartal kanatlı süvarileriyle
Coşkun ırmaklar gibi atıldı
Mustafa Kemal’in orduları
Dümdüz oldu tepeler dağlar
Kanla yıkandı güneşin ışıkları
Düştük Afyon’dan peşlerine
Dar ettik onlara Anadolu’yu
Zaferlere uzandı ellerimiz
Tam dokuz gün dokuz gecede
Galip ve muzaffer girdik İzmir’e
Hamit Kalyoncu