Doğu Karaoğuz ile sanırım 2000’li yılların hemen başlarında tanıştık. “Kömürde Açan Çiçek” adını vereceğim araştırma kitabı ile “Kömür Kokan Şiirler” adını alacak seçki (antoloji) çalışmasını yaptığım sıralarda gerçekleşti bu karşılaşma. Tahir Karauğuz’un (Safranbolu:1898- İstanbul1982) oğlu olduğunu öğrenmiştim sadece. Tahir Bey’in İstanbul’a taşındığını bildiğimden olacak Doğu Bey’in de orada olduğunu sanıyordum. Telefonunu buldum. Randevu istedim. Büyük bir incelikle evine buyur etti. Eşimle birlikte gittik.
Beni nasıl algılamıştı bilemiyorum ama, biraz içine kapanık gibi gelmişti bana..Gerçi ilk kez karşılaşıyorduk. Ne o beni, ne de ben onu tanıyorduk henüz. Ne istediğimi sordu. Anlattım. “Ben size fotokopi yapar veririm” dedi. Ben mi gittim almaya, o mu gönderdi şimdi anımsıyamıyorum. Almayı istediklerim değildi tam ama, koca bir dosya fotokopi vermişti bana. Onları satır satır incelemiş hem şiir seçkisi için, hem de araştırma kitabı için epey malzeme çıkarmıştım.
* * *
ZKÜ’nün (ben bu BEÜ’ye nasıl alışacağım) Değerli Öğretim Görevlisi Yücel Namal’ın gecikmeli gördüğüm (bilgisayar kullanma eksikliğimden) iletisi ile Doğu Karaoğuz’un adres ve telefonumu istediğini öğrendim. Böylece yıllar sonra yeniden bir araya gelebilme ortamı doğmuş oldu Sayın Karaoğuz ile. Eşimin sağlık kontrolleri için Ankara’da bulunduğumuz bir sırada yeniden buluştuk.
Doğu Bey ile eşi Nilgün Hanımefendi’nin nefis çaylarını yudumlayıp, keklerini atıştırırken bu kez daha sıcak bir ortamda söyleştik. Bu arada kitapları da değiştik. Kitabının ön kapağında genç yakışıklı Tahir Bey’in zabit üniforması ile bir fotoğrafı bulunuyor. Arka kapakta ise Doğu Dergisi’nin ve dönemin ünlü yazarları ve şairleri Aka Gündüz, A.Hamit Tarhan, Süleyman Nazif, Nihat Sami Banarlı, Halil Soyuer, Behçet Kemal Çağlar’ın Tahir Bey ile ilgili kısa görüşlerine yer verilmiş.
“Kuvay-ı Milliye Ruhuyla Bir Ömür” adını vermişti kitabına Doğu Bey. Babası Tahir Karauğuz’un kitaplara sığmayan yaşamını anlatmaya çalıştığı bu kitabını ise torunu Ayberk’e adamıştı. Ayberk, büyüyünce dedesi ile de büyük dedesi ile de çok onur duyacaktır kuşkusuz.
* * *
Doğu Karaoğuz’un çok büyük emekler vererek yaptığı araştırmalar sonucunda hazırladığı kitabını daha iyi anlayabilmek için, ünlü gazeteci-yazar Orhan Karaveli’nin kitaba yazdığı önsözünden kısa bir bölüme de göz atmalıyız.
“Ulusumuzun ve ülkemizin varlığını borçlu olduğu Tahir Karauğuz gibi kahramanların isimlerini, eserlerini ve anılarını günümüze taşımak, eli kalem tutan herkesin görevi olmalıdır. Hele böyleleri bunların yakını, dolayısiyle bilgi ve belge açısından donanımlı kişilerse.
Tanımaktan mutluluk duyduğum Doğu Karaoğuz gibi birer Cumhuriyet aydını, birer mükemmel kadirbilir evlat, birer gerçek kalem ustası olurlarsa, yazdıkları keyifle ve çok şey öğrenilerek okunur. Elinizdeki kitap gibi..”
Doğu Bey’i Ulusal Kanal’da, kitabının tanıtıldığı ve Karaveli’nin de katıldığı şair Hüseyin Haydar’ın “Edebiyat Cephesi” programında(29.Ocak.2012) izlemiştim. TRT-1’de de “Saçlara Ak Düşende(20.Aralık.2011)” ve “Canlı Okumalar(30.Kasım.2011)” adlı programlara da konuk olmuştu. Zonguldak dahil -en son 24 Mart.2012- bir çok yerde de kitabıyla ve basın tarihi ile ilgili imza-tanıtım programlarına konuşmacı olarak katılmıştı Doğu Karaoğuz. Tekdüze giden emekli yaşamı birdenbire hareketlenmiş ve renklenmişti. Doğu Bey şimdilerde şiir üzerinde çalışıyor. Babasının 1922’de yayınladığı iki kitabında çıkan ve Doğu Dergisi’nde yayınlanan şiirlerini de derler mi diye düşünüyorum bazen.
* * *
Doğu Bey sadece bu ilk kitap için kalemi eline almış değil aslında. Daha önceden Collection Dergisine 12 önemli yazı yazdığı gibi, meraklıları için söylüyorum Amasra tarihi ile de ilgili önemli ve güzel bir yazısını okudum internette.
“Kuvay-ı Milliye Ruhuyla Bir Ömür” Baba Tahir Karauğuz’un yaşamöyküsü olarak görünse de aslında 1920’li yıllardan başlayarak Zonguldak’ın 40-50 yıllık sosyal ve kültürel yaşamının dökümü de sayılır. Öncelikle altını çizmemiz gerekir ki: Karauğuz tüm ömrünü hiçbir maddi çıkar beklemeden, gönülden aşık olduğu Zonguldak kentine hizmet ederek geçirmiştir ve kentteki kültürel ve sosyal yaşamın gelişmesi için büyük çaba gösterenlerin başında gelir..
Tahir Karauğuz, yaşadığı dönemde Zonguldak’a hareket veren sayısız derneğin kurucusu ve yöneticisidir. Zonguldak’ta gazeteciliğin ve matbaacılığın tarihi Karauğuz ile başlar; Yörenin ve şehrin ilk gazetesini “Zonguldak” adıyla 23 Mart 1923’de Kuvay-ı Milliye ruhuyla yayımlamıştır. Üretilen kömüre “Karaelmas” adını, açtığı matbaaya “Basımevi” adını, veren ilk kişidir. Gazeteci, yazar, şair, dernekçi, kültür, toplum, sohbet ve gönül adamı, Türkçü, Türkçeci, Cumhuriyetçi, tarih meraklısı, Zonguldak sevdalısı bir kişi Tahir Karauğuz.
Doğu Karaoğuz’un kitabı sadece babası Tahir Karauğuz’u anlatmıyor. Kitap Sunuş, Önsöz ve özenle hazırlanmış Kaynakça dışında 8 bölüme ayrılmış, 376 sayfalık kitapta toplamda 120 madde başı bulunuyor. Kitap içeriği yönüyle; Zonguldak tarihi, Zonguldak bölgesindeki Kuvva-ı Milliye hareketleri, şehrin sosyo-kültürel yapısı, yaşamı, basın tarihi, dönemin önemli olayları, kişileri, sanat-edebiyat ve toplumsal çalışmaları ve daha nice önemli konuları, düzgün, yalın bir dil ve anlatımla kaleme alınmış, Zonguldak için de önemli bir başucu kitabı niteliği kazanmıştır..
Tahir Karauğuz, Yeni Cumhuriyet’in aydınlanma devriminin Zonguldak’taki ilk kültür meşalesi olarak çıkıyor karşımıza. Kuvay-ı Milliye Ruhuyla Bir Ömür kitabı ise, hala ışınlarını günümüze doğru yansıtan bir toplum ve kültür adamının yaşamını anlatıyor.
Hamit Kalyoncu