Filyos Vadisi çevresinde bulunan üç ilçe (Devrek, Gökçebey ve Çaycuma) gittikçe, sosyal, ve ekonomik olarak bütünleştiği görülmektedir. Bunun en önemli nedeniBartın-Ankara ve Zonguldak-Ankara karayolunun Çaycuma, Gökçebey ve Devrek İlçelerinin sınırları içinden geçmesi, bölgedeki kentleşme eğilimini hızla güçlendirmiştir. Bölgede Filyos Irmağının bulunması, ırmak çevresinin verimli küçük platolarla donanmış olması, yörede yaban hayatı ve yaban bitkisi çeşitliliğinin eşsizliği, radar ölçümlerine göre Efes Antik şehrinin on katından daha büyük olan ve Dünya Arkeolojisinin ilgisini çeken, tarihi TİOS ANTİK KENTİ’nde çok önemli bir yer altı şehrinin bulunması, Kokaksu Havaalanının oluşu, Zonguldak-Karabük Demir yolunun Irmak boyunca döşenmiş olması, adı geçen bölgeyi ana arter haline getirmiştir.
Bu kısa genel görünümden sonra, Gökçebey İlçesi’ne bir yolculuk yapmak gerekirse, köy ve beldeleriyle birlikte 23.000 (Yirmi üç bin) civarındaki nüfusa sahip, 50 metrelik rakımı olan ve İlçe topraklarının %60’şından fazla orman olan, tipik bir Karadeniz iklimi sürmektedir. Tarihi 1500’lü yılların başına uzanan ilçenin, iki beldesi ve 17 (on yedi) köyü bulunmaktadır.
Coğrafi olarak, 8 adet tepe ile çevrilidir. 1970’li yıllara kadar geleneksek ve tarıma dayalı rençperlik kültürüne bağlı olarak yaşamını sürdürmüştür. Bu yıllara kadar, barınma ve konut ihtiyacını geleneksel halk mimarisi yöntemiyle inşa edilen mekânlarda sürdürmüştür. Herkime ve Namazgah gibi köy ve mahallelerde hali hazırda ahşap yığma tekniğiyle yapılan geleneksel mimaride evler mevcuttur. Geleneksel dokuma tezgahları, ahşaba dayalı araç gereç yapımı ve el sanatları geleneği de kısmen sürmektedir.
Gökçebey ilçe sınırları kıyısında yer alan Kara Salih Dağı ya da Tepesi, efsanesiyle ünlüdür. Kısaca bu efsanenin geçmişinin 500 (beş yüz) yıldan fazla olduğu tahmin edilmektedir. Efsane adını, korsanlarla savaşırken yaralan Kara Salih adlı kişiden almaktadır. Filyos Kalesi (O zamanlar ki TİOS) civarında korsanlarla savaşırken, sol kolundan kılıçla yaralanınca oradan Tavuktepesi’ne oradan Aloğlu Kalesine atlayan, Aloğlu Kalesi’nde kesikten düşmek üzere olan kolunu kılıcıyla kesip, atıyla oradan da şimdiki Kara Salih Dağına atlayan bir efsane kahramanıdır. Efsanenin özünde, savaşın yıkıcığı anlatılmakta, barışın önemi vurgulanmakta, insanoğlunun aç gözlülüğünün yaban hayatını (geyik, ve keçi) yok ettiği, yaban bitkilerinin insanı ve tüm canlıları ayakta tuttuğu anlatılmaktadır…
Yöre insanında tipik bir Kara Salih modeli yaşamaktadır. İdealleri uğruna ölümü göze alabilecek kadar cesur, yeri geldiğinde kılıcını yerin derinliklerine saplayacak kadar kararlı, haklı savaşın direngenliğini, haksız savaşın yıkıcılığını görecek kadar sağduyulu, barışın, sevginin ve saygının yerini yüceltecek kadar da olgundur…
KAŞIK KESMEZ MANDA YOĞURDU, TARİHİ VE SANAYİSİYLE ÜNLÜ KENT: ÇAYCUMA
Çaycuma denildiğinde ilk akla gelen ve insanların ağızlarından çıkan ilk iki sözcük, dillere destan ve adına türküler yakılan “Manda Yoğurdu”dur. İlçe kültürünün temelinde, gelenek, görenek ve anlayışında önemli bir yer tutar. Doğaldır ki manda yoğurdunun temel kaynağında manda kültürü vardır. Dişi mandaların etinden ve sütünden, erkek mandaların ise koşum hayvanı olarak gücünden, etinden de derisi yıllardır bölge insanına kale gibi dayanak olmuştur. Serin, sulak ve çayırlı alanları bol olan bu ilçede, mandanın yaşaması için bütün koşullar mevcuttur.
Kentin nüfusu 20 000 (yirmi bin) dolayındadır. Deniz seviyesine yakınlığı 22 metredir. Kardeş ilçeleri Gökçebey ve Devrek gibi ılıman bir iklime sahiptir. Gelenek ve görenek olarak benzer kültürel özelliklere sahiptir. Tarihi, Beldesi olan, TİOS Antik Kentiyle yaşıttır.
Tarihinde birbirini izleyen iki gün gibi (Çarşamba ve Perşembe), Filyos Irmağının iki yakasına da eşit olarak dağılmıştır. Zonguldak yakasında kalan eski Çarşamba kesiti, daha çok yapılaşma, kent ve kentliliği temsil ederken, Perşembe yakası ise sanayi ve endüstriyi temsil etmektedir. Bu endüstri içinde, başta süt ve süt ürünleri olmak üzere, seramik, beton ve beton malzemeleri üretimi, tekstil, mobilya imalatı, ambalaj malzemeleri üretimi önemli bir yer tutmakta, birkaç bin insan ekmeğini kazanmaktadır.
Çaycuma; Filyos, Karapınar, Nebioğlu, Perşembe ve Saltukova ile birlikte beş önemli beldeye, ellinin üstünde köye sahiptir.
TİOS Antik Kentinden sonra, Çaycuma’nın Kadıoğlu köyünde tarihi değere sahip, mozaikler de bulunmuştur. Define arayıcılarından zarar görmememsi için, yeniden toprak altında uyuyan güzele dönüştürülen bu mozaikler, yörenin Kültür Vadisi Tarihi içinde gün yüzüne ve tarih severlere çıkacağı günü beklemektedir.
Çaycuma denildiğinde, yer altı su kaynaklarını ve mağaraları da unutmamak gerekmektedir. Bunların en ünlüsü eski Çaycuma-Zonguldak karayolu üzerinde Çayır Köy’ü mağarasıdır.
Çaycumalı kendi kültüründe hayata şöyle seslenir: “Karadır kaşların benzer kömüre, yardan ayrılmak zarar ömüre”
Ramazan Çakıroğlu