Öğretmenler Gününde Bakan Dinçer’e, Öğretmenlerden Kalem

 Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği üyeleri 24 Kasım Öğretmenler gününde üzerinde öğretmenlerin sorunlarının yazılı olduğu 30 kg ağırlığında, iki metre boyundaki kalemi gönderdiler.

Çaycuma Öğretmenevi önünde yapılan eylemin ardından üzerinde “Öğretmenler 3 Ay Tatil Yapmıyor!, ADEY, RİDEF, RİTA, Afet Yönetimi ve Aile Öğretmenliğiyle Angarya Çalışma Yaygınlaşıyor!, Performans Yönetim Sistemiyle Daha Fazla Çalışmanın Önü Açılıyor!, Rotasyon Uygulaması Sürgün Demektir!, İş Güvencesi Kaldırılmak İsteniyor! ve 400 Bine Yakın Eğitim Fakültesi Mezunu Öğretmen Atama Bekliyor!”yazılarının olduğu 30 kg ağırlığında, iki metre boyundaki kalem ile öğretmenlerin yanlarında getirdikleri kalemler Çaycuma Milli Çaycuma Milli Eğitim Müdürü’nün bir buçuk aydır göreve başlamaması nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığı’na gönderilmesi için AKP Çaycuma İlçe Binası önüne bırakıldı.

Eylemde konuşan Eğitim Sen Çaycuma Temsilcisi İsmet Akyol, bugüne kadar hiçbir öğretmenler gününde, öğretmenlerin gerçek sorunlarının tartışılmadığını, yüz binlerce eğitim emekçisinin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmek yönünde herhangi bir adım atılmadığını belirtti. Akyol, “61. Hükümet ve Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in göreve başlamasıyla birlikte eğitim emekçilerinin haklarında bırakın iyileştirme yapılmasını var olan hakları ortadan kaldıracak bir dizi saldırı dalgası gündeme geldi. Bugün, eğitim emekçilerin hakları tehdit altındadır.” dedi.  

Akyol açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Bir bütün olarak düşünüldüğünde sadece öğretmenler değil; bütün eğitim ve bilim emekçileri, yılda sadece bir gün hatırlanmayı hak etmemektedir. Yıllardır yaşadığımız ekonomik, sosyal ve özlük sorunlarına sağlıklı ve gerçekçi çözümler üretilmemiş, çalışma ve yaşam koşullarımız her geçen yıl daha da kötüleşmiştir.

24 Kasım’ın, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Millet Mektepleri Başöğretmenliği”ni kabul ettiği gün olması açısından tarihsel bir gerçekliği ve önemi bulunmasına rağmen, “24 Kasım Öğretmenler Günü”nün 12 Eylül döneminin bir ürünü, 12 Eylül zihniyetinin nasıl bir öğretmen istediğinin simgeleştiği bir gün olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

Öğretmenler 3 Ay Tatil Yapmıyor

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer; “Öğretmenler 3 ay tatil yapıyor, öğretmenlerin yeterliliklerini ölçeceğiz” diyor. Bakan Dinçer, “Öğretmenlerin çok tatil yaptıkları ve yetersiz olduklarını” algısını kamuoyunda yaratarak,  güvencesizleştirme saldırısının toplumsal zeminini oluşturmak istiyor. Ayrıca, “sekiz beş mesaisi” ve hafta sonları çalıştırma tartışmalarının gündeme getirildiği biliniyor. 

İş Güvencesi Kaldırılmak İsteniyor!

“Kamunun yeniden yapılandırılması” adı altında yıllardır yapılan düzenlemeler ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda yapılmak istenen değişikliklerle iş güvencesinin kaldırılmasına yönelik planlar yapılıyor. Kamu emekçilerinin iş güvencesi elinden alınmak isteniyor. Ayrıca, 652 sayılı KHK ile MEB’in kurumsal yapısı ve personel sistemi piyasa ile daha uyumlu hale getirilmiştir.

‘Eşit İşe Eşit Ücret’ Aldatmacasında Öğretmenler Yok Sayıldı!

Bakanlıkların teşkilat yapılarını temelden değiştiren düzenlemelerin yanı sıra 666 sayılı mali haklarla ilgili KHK ile eğitim alanı başta olmak üzere, çeşitli alanlarda yeni eşitsizlikler ortaya çıkmıştır. ''Kamuda eşit işe eşit ücret'' ilkesini düzenleyen 666 sayılı KHK ile üst düzey yöneticilerin ek ödemelerinde artışlar yapılırken, öğretmenler bu kapsam dışında tutulmuştur. Bu düzenlemeyle eğitim emekçileri çıplak maaş yönünden memurlar içinde en düşük maaş alan kesim haline getirildi.

Eğitimde Angarya Çalışma Yaygınlaşıyor!

Öğretmenler asli görevleri olan ders anlatma dışında Öğrenci Koçluğu, Eğitim Harcamaları Anketi (TEFBİS), İlköğretim Kurumları Standardı Anketi (İKS), mahallelerde okuma yazma bilmeyenlerin tespiti çalışması gibi ek çalışmalar yapmaya başlamışlardır. Eğitim-öğretim yılı başında gündeme getirilen ADEY, RİDEF, RİTA, Aile Öğretmenliği Projesi gibi uygulamalarla, öğretmenleri mesai saatleri dışında angarya ve esnek çalıştırmaya dönük adımlar hızlandırılmıştır. Artan iş yükü nedeniyle öğretmenler sınıfındaki öğrencileriyle ilgilenemeyecek duruma getirilmiş ve görevini sağlıklı bir şekilde yerine getirmesi zorlaşmıştır.  

Rotasyon Uygulamasıyla Sürgünler Yasal Hale Getirilmek İsteniyor!

18-20 Kasım 2011 tarihleri arasında, Antalya’da “Ulusal Öğretmen Stratejisi Çalıştayı”nda çeşitli kararlar alınmıştır. Bu kararlardan birisi 15 yıl görev yapan öğretmenlerin zorunlu rotasyona (yer değiştirme) tabi tutulmasıdır. Daha önce iller arası rotasyonu gündeme getiren MEB, öğretmenleri il içi rotasyona razı etmeye çalışmaktadır. Öğretmenlerin iradesi dışında uygulanacak rotasyon uygulamasının sürgün anlamına geleceği açıktır.

“Performansın Kadar Konuş!”

Öğretmenlerin, okul idarecilerinin ve hizmetlilerin daha fazla çalışabilmelerinin önünü açmak, birbiriyle rekabet eder hale getirmekve çalışmalarının her aşamasında denetlenmelerini sağlamak amacıyla gündeme getirilen “Performans Yönetim Sistemi” Bartın ve Karabük’ün de içinde bulunduğu 14 pilot ilde uygulanmaya başlandı.  Önümüzdeki aylarda Zonguldak’ta da uygulanmasına başlanacak olan  “Performans Yönetim Sistemi”yle; Öğretmenler, okul yöneticileri ve hizmetliler birbirleri için performans değerlendirmesi yapacak; öğrenci ve veliler öğretmenleri değerlendirecek.

Atama Bekleyen Öğretmenler İntihara Sürükleniyor!

MEB’in kendi verilerine göre öğretmen açığı 146 bin 194’tür. 400 bine yakın Eğitim Fakültesi mezunu öğretmen ise atama beklemektedir. Ataması yapılmayan on binlerce öğretmen okullarımızda 300 ile 850 TL arasında bir ücretle güvencesiz olarak çalıştırılıyor. Bugüne kadar ataması yapılmayan 23 öğretmen intihar etmiştir.

Van’da Hasarlı Okullar Yeniden İnşa Edilmeden Eğitim-Öğretime Başlanması Cinayettir

Bilindiği gibi Van’da meydana gelen depremde içlerinde 76 öğretmenin de bulunduğu çok sayıda yurttaşımız hayatını kaybetmiştir. Hasarlı okul sayıları fazlayken, öğretmenlerin barınma sorunu başta olmak üzere yaşadıkları sorunlar hala çözülmemişken, çocuklarımız sağlıksız koşullarda yaşam mücadelesi verirken 5 Aralık 2011 tarihinde eğitim-öğretime başlanması olanaksızdır. Barınma sorunu çözülmeden, hasarlı okullar yeniden inşa edilmeden eğitim-öğretime başlanması cinayet anlamına gelecektir.

Eğitim Sen Üyelerine Yönelik Gözaltılar, Soruşturma ve Sürgünler Artarak Sürüyor

Eğitim Sen üyelerine yönelik gözaltılar, soruşturma ve sürgünler artarak sürmektedir. Eğitim Sen üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı başta olmak üzere, çok sayıda üye ve yöneticimiz gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır. AKP Hükümeti’nin kendisine muhalif olan kesimlere karşı başlatmış olduğu “cadı avı” bilim insanlarına ve öğretmenlere kadar uzanmış bulunmaktadır.

Eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretileceği yerde bu sorunların her yıl katlanarak artması, öğretmenlerimizi olumsuz yönde etkilemeyi sürdürmektedir. Çalışma ve yaşam koşullarımız sürekli olarak zorlaşırken, giderek daha fazla sayıda öğretmen farklı statülerde esnek ve güvencesiz çalıştırılmaktadır.

Öğretmenlerin yıllardır çözüm bekleyen sorunlarının çözülmediği, 400 bine yakın işsiz öğretmenin atamasının hala yapılmadığı, angarya çalışmanın yaygınlaştığı koşullarda nitelikli bir eğitim hizmetinden bahsetmek mümkün değildir. Bugün eğitim sisteminde yaşanan sorunların sorumluları, ülkenin dört bir yanında fedakarca çalışan öğretmenlerimiz değil; eğitimin ve öğretmenlerin sorunlarının çözüm taleplerine kulaklarını tıkayan siyasi iktidardır.

Öğretmenlerimize insanca yaşayabilecekleri, nitelikli hizmet verebilecekleri çalışma ve yaşama koşulları yaratılmalı; bunun için de başta maaşlar olmak üzere mesleki ve özlük hakları insan onuruna yaraşır düzeye yükseltilmelidir. Kaybedilme noktasına gelen mesleki saygınlığın yeniden kazanılması için, öğretmen yetiştirme ve istihdam politikalarının uluslararası standartlara uygun ve bilimsel bir anlayışla ele alınması ve tüm eğitim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesi gerekmektedir.

Ayrıca atama ve terfilerde keyfiyet ortadan kaldırılmalı, eş durumu özür grubu atamaları bir an önce yapılmalıdır.

Yıllardır çeşitli alanlarda yaşadığımız hak kayıplarına ve olumsuzluklara bakıldığında, geçtiğimiz dokuz yılda kaybettiklerimizin ne kadar çok olduğu ve haklarımızı koruyabilmek için örgütlü mücadelenin ne kadar acil bir ihtiyaç olduğu görülmektedir. Eğitim Sen olarak, dayatılan her türlü haksız ve hukuksuz uygulamanın ancak tüm eğitim ve bilim emekçilerinin birleşik, örgütlü mücadelesiyle kırılabileceğine inanıyoruz. Eğitim emekçilerinin yıllardır karşı karşıya olduğu sorunlara kalıcı çözümler üretilmesini ve taleplerimizin karşılanmasını bekliyoruz. 24 Kasım’da hamaset değil, sorunlarımıza gerçekçi çözümler istiyoruz!”

 Kaynak:Eğitim Sen Çaycuma Temsilciliği

 
Facebook'ta Paylaş...

Haber Tarihi:2011-11-24
Bu haber 1936 kez okunmuştur...

 
  İstatistik
  Dün : 1045
  Bugün : 1103
  Toplam: 6453379
   Online :

  343 konuk,

 
Tefen67.com

<< Ana sayfaya Geri Dön <<

Yorumlar

Henüz Hiç Yorum Yazılmamış.

Bu Habere Yorum Yazın

ELEŞTİRİYE EVET HAKARETE HAYIR!...
Yorum köşemiz düşüncelere zenginlik katmak için hizmet vermektedir.
Adı Soyadı :
Email :
Mesajınız :
Güvenlik Doğrulama