Limanların Kıyı Alanları Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Filyos Limanı Projesi

Limanların Kıyı Alanları Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Filyos Limanı Projesi

 Porf. Dr. Meral Avcı- Prof. Dr. Sedat Avcı
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü

 Türkiye'nin Kıyı ve Deniz Alanları III. Ulusal Konferansı Bildiriler 26–29 Haziran 2001 İstanbul.


Sayfa:1

Özet
Zonguldak ve çevresinin ekonomisi, maden kömürü ile buna bağlı olarak gelişen hizmet sektörüne dayanmaktadır. Yörede yaşayanlar için maden ocaklarında veya bir resmi dairede çalışabilmek, hayatı güvence altına almakla eşdeğerdir. Filyos havzası, Zonguldak ve çevresi için maden ocaklarının kapatılması durumunda ekonomik açıdan kendine yeterliliğini sağlayabileceği bir yer olarak karşımıza çıkmaktadır. Çaycuma yakınına kurulan organize sanayi bölgesi. Kokaksu'da yer alan havaalanı, Filyos çayı vadisi boyunca iç kısımlara doğru kurulmalarına karar verilen serbest bölgeler bu konuda yapılan bazı çalışmaları oluşturmaktadır. Bu yatırımların, bir liman ile ekonomik açıdan daha anlamlı olacağı da açıktır. Sorun bu limanın nerede, hangi büyüklükte, maddi ve manevi hangi maliyetlerle kurulacağının belirlenmesidir.

 Yapılacak liman tesisleri ile deniz içinde doldurma faaliyetlerinde bulunulacak belli dönemlerde taşkın karakteri de taşıyan Filyos nehrinin getirdiği alüvyonların kısa sürede limanı doldurmaması için çeşidi tedbirler alınacak, kıyı çizgisi değiştirilecek, bu alanın doğal türleri olan pek çok kumul bitkisinin yayılış alam ortadan kalkacaktır.

 Bu açıdan ele alındığında Filyos limanı, kalkınma açısından büyük öneme sahip olmasına karşılık, doğa ite dengeli olup olmadığı tartışmalı bir tesistir. Limanın yapımında sürdürülebilir kalkınma ilkesinin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Aksine hareket edildiğinde, tekrar geri kazanılması çok pahalı veya mümkün olmayan bazı sonuçların da ortaya çıkması beklenmelidir.


 Sayfa:2

 Giriş ve Çalışmanın Amacı:
Zonguldak ve çevresinin ekonomisi, maden kömürüne ve buna bağlı olarak gelişen hizmet sektörüne dayanmaktadır. Bu sahada yaşayanlar için maden ocaklarında veya bir resmi dairede iş bulabilmek, hayatı güvence altına almakla eşdeğerdir. Kırsal kesimde yaşayanların çoğu için tarımsal faaliyet, esas işin yanında, özellikle kendi aile bireylerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yöneliktir. Maden ocaklarında gerekli İyileştirmelerin zamanında yapılmaması nedeniyle üretim, verimli olmaktan çıkmıştır. Devlet, bir yük durumuna gelen bu ocakların kapatılmasına karar vermiş ve bir kısmının da özelleştirilmesi için girişimlere başlamıştır.

 Filyos havzası, Zonguldak ve çevresi için maden ocaklarının kapatılması halinde ekonomik açıdan kendi kendine yeterliliğini sağlayabileceği çeşitli alternatiflerin söz konusu olduğu bir yer olarak karşımıza çıkmaktadır. Çaycuma ilçe merkezinin doğusunda Velioğlu köyü ile Perşembe beldesinin arasında kurulan organize sanayi bölgesi, Kokaksu'da yer alan havaalanı. Filyos çayı vadisi boyunca iç kısımlara doğru kurulmalarına karar verilen serbest bölgeler 1 bu konuda yapılan bazı çalışmaları oluşturmaktadır. Bu yatırımların, bir liman ile ekonomik açıdan daha anlamlı olacağı da açıktır. Sorun bu limanın nerede, hangi büyüklükte ve her anlamda hangi maliyetlerle kurulacağıdır.

 Limanın kuruluş yeri olarak Filyos çayının doğu yakası seçilmiştir. Burada yüksek kapasiteli bir limanın kurulmak istenmesindeki temel amaçlardan biri, Tuna su yoluyla Avrupa ve Balkanları, Kafkas ülkelerini Akdeniz dünyası ile birleştiren bir konumda yer almasıdır. Yakın çevrede yer alan dört liman (doğuda Bartın, batıda Zonguldak, Ereğli ve Erdemir); kapasiteleri nispeten düşük limanlardır. Oysa yapılması planlanan liman, bu limanlardan daha yüksek kapasiteye sahip olacaktır 2. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Protokolü (KEIP) çerçevesinde yapımı düşünülen bu liman ile aynı zamanda Filyos çayı vadisinde kurulmasına karar verilen Serbest Bölgelerin daha fonksiyonel olmasını sağlayacaktır. Liman inşaatının tamamlanmasından sonra gerek konteyner taşımacılığı, gerekse kömür taşımacılığı gerçekleştirilmiş olacaktır.

 Bu çalışma ile Filyos limanı projesinin. Filyos çayı çevresine etkilerinin ortaya çıkarılması ve konuya ilgililerin dikkatinin çekilmesi amaçlanmıştır.

 1 Bakanlar Kumlu Karan ile kurulmasına karar verilen serbest bölgeler ilk aşamada 4 parçadan oluşmaktaydı Resmi Gazetenin 5 Nisan 1994 tarihinde yer alan 94/5377 sayılı karar uyarınca kurulan bu Serbest Bölgelerden en güneydeki iki parçanın yapımından, 7 Ocak 1997 tarihli Resmi Gazete'de yer alan 96/8692 sayılı Bakanlar Kurulu karan ile vazgeçilmiş, sonuçta kuzeydeki iki parçanın Serbest Bölge olmasına karar verilmiştir.

2Yapımı düşünülen Filyos umanına yakın, en büyük liman Haydarpaşa limanıdır Fakat bu limanın kapasitesi de düşünülen kapasitenin çok altındadır Haydarpaşa limanın  kapasitesi, şehrin içinde kamus olmasına bağlı olarak daha da arttırılamamaktadır.

 


Sayfa:3

 Filyos Limanı İnşaat Sahası ve Çevresinin Fiziki Coğrafya Özellikleri:
Filyos çayı doğudan ve batıdan dik falezler ile sınırlanmış 2–3 km lik bir kumul alanıma batı yarısından Karadeniz'e dökülmektedir. Bu falezler, genellikle Üst Kretase yaşlı kireçtaşı ve marnlar ile Alt-Orta Eosen yaşlı çakıllı kumtaşı ile marnlardan meydana gelmişlerdir. Gerek Filyos vadisi boyunca uzanan alüvyal alanlar, gerekse kıyı kumulları sahası Kuatermer yaşlıdır. Üzerinde aktığı alüvyal vadi tabanında yükseltinin ve eğimin giderek azalması nedeniyle Filyos çayı Karadeniz'e yaklaştıkça daha fazla serbest menderesler çizer. Bunun sonucunda özellikle kıyı yakınlarındaki topografyayı günümüzde bazıları bataklık halini almış, bazdan ise lagünler halinde ortaya çıkan terkedilmiş yatakların meydana getirdiği nispeten alçak sahalar ile, akım miktarının (debinin) arttığı ve su seviyesinin yükseldiği dönemlerde biriken malzemenin oluşturduğu yüksek alanlar meydana getirir. Bu yüksek alanlar akarsuyun kollara ayrılmasına neden olmakta ve Filyos çayı bazen birden fazla kol ile Karadeniz'e dökülmektedir.

 Filyos çayı'nın ağzı, tek bir morfolojik üniteden oluşmamaktadır. Çevrede yaşayanların "eski boğaz ağzı*' adım verdikleri yerler, yakın geçmişte akarsuyun kullandığı yatakların ağız kısımlarıdır. Genellikle bir sel ile açılan ağızın önü, zaman içinde gelişen kıyı oku ile daralmakta, bir başka sel sırasında ise bu daralan ağız kapanarak kumul sahası üzerinde yeni bir ağız açılabilmektedir. 1960 öncesinde Filyos çayı günümüzdekinden daha doğuda olan bir ağızdan Karadeniz'e karışıyordu. Ancak daha sonra bu ağızlardan en doğuda olanı kapanmıştır. Akım miktarının artığı bir başka devrede ise, kıyı kordonunda meydana gelen bir yarılma sonucunda akarsu iki koldan denize dökülmeye başlamış ancak 1998 seli, önünde kıyı oku gelişmekte olan doğudaki kolun tekrar kapanmasına yol açmıştır. Günümüzde Filyos çayı sulanın sadece en batıda yer alan ağızdan Karadeniz'e boşaltmaktadır.

 Filyos limanın bir kısmının yer alacağı kumul alanı 3, yakın geçmişin ürünüdür. Bu kumullar sahip oldukları rölyef özellikleri nedeniyle bir kaç bölümde İncelenebilirler. Kıyı çizgisinin hemen gerisinde 20–25 m genişliğindeki yeni kumul alam hareketli kumul oluşu ile belirginleşir. Mezarbaşı tepe (56 m) önünde yer alan Filyos çayının eski akış ağzı ile kesintiye uğrayan hareketli kumullar daha geride yerlerini kıyı çizgisine paralel olarak uzanan eski kumul alanına bırakırlar. Bunların yükseltisi ise 5–10 metre arasında değişmektedir. Bu saha yer yer güneyde yayılış gösteren nemli orman topluluklarının temsilcisi olan türlerle kaplanmıştır.

 İnceleme sahasının iklim özelliklerinin belirlenmesinde, saha içinde bir meteoroloji istasyonu yer almadığı için, Zonguldak ve Bartın meteoroloji istasyonlarının verileri esas alınmıştır. Zonguldak istasyonunda yıllık sıcaklık ortalamaları 13.4 °C. Bartın'da ise 13.1 °C dır. En soğuk ay olan Ocak ayının sıcaklık ortalaması Zonguldak'ta 5.8 °C, Bartın'da 4.8 °C; en sıcak ay olan Temmuz ayına ait

   3 Çukurova, Göksu, Demire, Esençay, Küçükmenderes, Sakarya, Yeşilırmak ve Kızılırmak deltalarının kıyılarında, Side-Sorgun kıyılarında, Kilyos-Terkos arasında, Şile çevresinde Türkiye'nin önemli kıyı kumulu sahaları yer almaktadır (ERİNÇ. 1971: 44). Filyos çayının ağız kesiminde yer alan kumullar ise kıyı gerisinde yükseltinin kısa mesafede artması nedeniyle daha daralardan ilgilendirir.

 


Sayfa:4
ortalamalar Zonguldak'ta 21.6 °C, Bartın'da 22.0 °C dır. Uzun yıllık ortalamalara göre Zonguldak'ta 1232,0 mm. Bartın'da da 1071,2 mm yağış düşmektedir. Mayıs ayında en düşük değerlere ulaşan aylık yağışlar tedricen artarak Zonguldak'ta Aralık. Bartın'da ise Ocak ayında maksimum değerlere ulaşır. Her iki istasyonda da en yağışlı mevsim kıştır. Bunu sonbahar, yaz ve ilkbahar mevsimleri izler, inceleme sahasında Yaz mevsiminde birinci derecede kuzeybatıdan esen, ikinci derecede ise güneydoğudan esen rüzgârlar hakim rüzgâr yönünü oluşturur. Kış mevsiminde güneydoğudan esen rüzgârlar, kuzeydoğudan esenlere nazaran daha belirgindir. Çalışma alam Thorthwaite metoduna göre "nendi, ikinci dereceden mezotermal. su noksanı olmayan veya çok az olan iklim tipi"ne girmektedir (AVCI. 1998; 231–246).

 Filyos çayı vadisini her iki yandan sınırlayan tepelik alanlar, kireçsiz kahverengi orman toprakları ve kahverengi orman topraklan ile kaplanmıştır. Filyos çayı ve yan kollarının oluşturdukları vadi tabanlarım kaplayan alüvyal topraklar, henüz oluşumlarım tamamlamamış topraklardır. Ancak son derece verimlidirler. Bu nedenle de vadi boyunca ıi7anan yerleşmelerin en önemli ziraat alanlarım meydana getirirler. Kıyı kesiminde kumullar alan bakımından dar bir sahayı ilgilendirmekle beraber kendilerine özgü vejetasyonla belirginleşirler. Filyos çayının ağız kısmına çok yakın bir kesimde yer alan Derecikören akım rasat istasyonunun verilerine göre yıllık ortalama akım miktarı 102.0 m3 /sn kadardır. En düşük akım değerlerine Eylül ayında (23.3 m3 7sn), en yüksek akım değerine ise Nisan ayında (223.0 m3 7sn) rastlanmaktadır. Bu akarsuyun beslenmesinde az da olsa karla beslenmenin olduğunu göstermektedir. Filyos çayından normal zamanlarda yılda ortalama 3237.8 milyon m3 su taşınmaktadır (AVCI, 1998: 254–256). Buna karşılık bölge için sel. sık sık gündeme gelen doğal bir afettir. En son 1998 yılında meydana gelen selden, liman hinterlandında yer alan ve öncelikle geliştirmesi planlanan yerlerden biri olan Kokaksu önemli derecede etkilenmiş, hem yerleşim alam hem de tarım sahaları sular altında kalmıştır.

 Sahanın bitki örtüsüne aşağıda detaylı olarak değinildiğinden burada yer verilmeyecektir.

 Filyos Limanı'nın Genel Özellikleri:

 Limanın Kuruluş Terk
Limanın yapımı için, Filyos çayının güncel ağız kısmının doğusu seçilmiştir (Harita 1). Bu limanın ulaşım bağlantıları tamamlandığında iç Anadolu'ya kadar geniş bir sahaya hizmet vermesi düşünülmektedir. Limanı oluşturacak mendirek, rıhtım gibi esas yapılar, denizin içinde yer alacaktır. Buna karşılık liman arka sahası içinde 1 milyon m2 si kapalı alan olmak üzere, yaklaşık 7.5 milyon m2 lik bir sahaya gereksinim duyulmaktadır (7.5 km2 —750 hektar). Bu alanın bir kısmı kumul sahasının üzerinin örtülmesiyle, bir kısmı ise hemen güneyde ve batıda yer alan tepelik alanların düzleştirilmesiyle elde edilecektir. Bu düzleştirme sırasında çıkacak malzemenin, limanın taş ihtiyacının karşılanmasında kullanılacağı belirtilmektedir.

 


 

Sayfa:5

 Limanın Teknik Özellikleri ve Türkiye 'deki Yeri:
İki aşamada yapımı düşünülen liman, Haydarpaşa limanının 5 katma ulaşan büyüklüğü ile Türkiye'nin en büyük limanlarından biri olacaktır. Birinci Etap ilk aşamada 5 milyon ton/yıl kapasiteli bölümünün yapımı düşünülmüs olan tesiste, ikinci aşamada kapasite 9 milyon ton/yıl olacaktır. İkinci Etap çalışmaları sonunda ise 20 milyon ton/yıl kapasiteli bölümü inşa edilecek olan tesiste, konteyner, dökme, katı-sıvı ve cevher yükü olmak üzere farklı özellikte bölümler bulunacaktır. Buna göre birinci etapta ana ve tali mendirekler, römorkör rıhtan, yük, dökme yük ve cevher rıhtımları inşa edilecek, bu etabın ikinci aşamasında ise konteyner rıhtımı yapılarak birinci etap tamamlanacaktır. İkinci etapta petrol terminali, sanayi terminalleri eklenirken, gelişme şartlarına göre bazı değişikliklerin yapılması da öngörülmektedir. Proje tamamlandığında 10,8 milyon ton/yıl dökme yük, 7,4 milyon ton/yd demir-çelik mamulleri ve genel yük, 2,0 milyon ton/yıl konteyner ve 8,1 milyon ton/yıl petrol taşınması mümkün olabilecektir. Limana 15.000–150.000 DWT arasında değişen gemilerin yanaşması planlanmakla beraber yapılan hesaplamalarda limana gelecek en büyük geminin 170.000 DWT olabileceği öngörülmüş ve liman buna göre projelendirilmiştir (KABDAŞLI 1998:134–137).

 Ayrıca kömüre dayalı yeni bir termik santral liman sahasının güneyinde yapımı da proje kapsamında ele alınmaktadır.

 Filvos Limanı inşaatının Hukuki Durumu:
 "Çevresel Etki Değerlendirme Raporu'na tabi faaliyetler arasında limanlar da yer almaktadır 4 . Bu raporun hazırlanması zorunlu kılan 9. maddede“Yönetmeliğe tabi birden fazla projeyi kapsayan entegre bir faaliyetin planlanması halinde bu faaliyetin tamamı için Bakanlıkça tek bir ÇED Raporu hazırlanması istenilebilir" denilmektedir. Buna göre Filyos limanı Projesi hem liman, hem liman ardındaki sahalarda yapılacak olan termik santral gibi tesisler için ÇED Raporunun hazırlanmasını zorunluluk haline getirmektedir. Buna karşılık aynı yönetmeliğin Geçici 1. maddesinde "07 Şubat 1993 tarihinden önce uygulama projeleri onaylanmış veya Çevre Mevzuatı ve diğer ilgili mevzuat uyarınca ilgili mercilerden izin, ruhsat veya onay ya da kamulaştırma karan alınmış veya ilgili mevzuat gereğince yer seçimi yapılmış veya yatırım programına alınmış veya mevzi imar planlan onaylanmış faaliyetlere bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz" hükmü yer almaktadır, Filyos limanı  Projesi'nde bu madde uygulamaya konulmuştur. Ancak ilk limanın yapılması düşünülen yer ile bugün kurulması düşünülen yer aynı değildir. Bu Filyos çayının farklı zamanlarda farklı alanlardan denize dökülmesi ile yakından ilişkilidir. Deniz içinde yapılan çeşitli sondajlar neticesinde liman için düşünülen saha ilk planlanandan 1,5–2 km daha doğudadır. Buna karşılık Çevre Bakanlığı, bu projenin ÇED yönetmeliğinden önce kabul edildiğim Delirterek yeniden değerlendirilmesine izin vermemiştir 5

 4 Bu faaliyetleri belirleyen 9. markimin eklerinde yer alan "Çevresel Etki Değerlendirilmesi Uygulanacak Faaliyetler Listesi'nin "Büyük Altyapı Faaliyetlerini kapsayan 27. Maddesinin c bendinde limanlar da yer almaktadır.

5Çevre Bakanlığı ile Zonguldak Valiliği İl Çevre Müdürlüğü arasında yapılan yazışmalarda bu durum açık olarak belirtilmesine ve yemden ÇED raporu hazırlanmasının zorunlu olduğu vurgulanmasına karşılık

 


 

Sayfa:6

 Yerli Halk İçin Liman Ne Anlam Taşıyor:
Filyos limanı, inceleme sahasında yaşayanlar için öncelikle hayatı sürdürmeyi sağlayacak bir iş anlamına gelmektedir. Özellikle Zonguldak maden kömürü ocaklarının kısmen kapatılması ve yeniden düzenlenmesi söz konusu olduğundan uzun yıllar sonra yeniden büyük bir iş fırsatı olarak görülen bu faaliyet halktan bilinçli veya bilinçsiz büyük destek görmektedir. Liman inşaatı onlara göre mutlaka yapılmalıdır. Özellikle ilk kamulaştırma faaliyetlerinin aramdan, arazi bedellerinin ödenmeye başlaması, memnuniyetinin hızla artmasına neden olmuştur. Yakın çevredeki yerleşmeler dahil bir çok yerde inşaat için ilk kazmanın vurulması sabırsızlıkla beklenmektedir. Bu açıdan değerlendirildiğinde liman halkın en büyük umudu haline gelmiştir denilebilir. Buna karşılık projenin gerçekleşmesi halinde bütünüyle vadi üzerindeki etkileri son derece belirsiz ve tartışmalıdır.

 Limanın Yaratacağı Belli Başlı Etkiler:
 Filyos çayı liman alanının batısında yer almaktadır. Akarsuyun batısında askeri tesisler ile antik Teion yerleşmesinin harabeleri bulunur. Filyos çayı ağzının doğusunda ise Karadeniz kıyısının ender kumullarından biri yer almaktadır. Bu kumulların önünde mendirek yapımı için bir doldurma faaliyetinin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bundan başka yanaşma rıhtımları, depolama alanları gibi çeşitli yapıların oluşturulabilmesi için, bütün doğal ortamın üzeri bir malzeme ile kaplanarak düz yüzey elde edilecektir. Ayrıca, belli dönemlerde taşkın karakteri de taşıyan Filyos nehrinin getirdiği alüvyonların kısa sürede limanı doldurmaması için çeşitli tedbirler alınacak, kıyı çizgisi değiştirilecek, bu alanın doğal türleri olan pek çok kumul bitkisinin yayılış alanı ortadan kalkacaktır. Projede öngörülen inşaat sahası dışında kalan kıyı çizgisinin muhafaza edilmesi ise pek anlam taşımayacaktır. 

Filyos limanın yapılacağı kıyı kesiminde bitki toplulukları açısından farklı yaşam alanları ayırt edilebilir. Farklı özellikteki kıyı kumulları, Filyos çayının zaman zaman denize döküldüğü ağızların değişmesine bağlı olarak oluşan bataklık alanlar, lagünler, Filyos vadisinin alüvyal tabanı ve vadiyi her iki yandan sınırlayan tepelik alanlar (bunların yükseltisi genellikle 250 metreyi geçmez) ile bu saha birbirinden ayrı niteliklere sahip yetişme ortamlarım içinde barındırır. 

Orman Genel Müdürlüğü, Orman amenajman haritasında vadiyi iki yandan sınırlayan alçak tepeler üzerinde adalar halinde gösterilen orman alanları kayın, gürgen ve meşe gibi cinslerden oluşmaktadır. Bilindiği gibi orman amenajman haritaları, detaylı bitki örtüsü haritası değillerdir. Bu haritalar orman teşkilatının kendi çalışmalarına kaynak oluşturması amacıyla hazırlanır ve sadece ağaç cinslerini gösterir. 

(Zonguldak Valiliğinin Çevre Bakanlığına 31.12 1998 tarihli yazısı). Bakanlık bu projenin 07 02,1993 tarihinden önce yatırım programına alındığım gerekçe göstererek ÇED raporu hazırlanmasının gerekmediğini ileri sürmüştür (Bakanlığı Zonguldak Valiliğine 10 Şubat 1999 tarihli yazısı). Buna karşılık liman sahası içinde liman inşaatında kullanılmak üzere bir taş ocağının açılıp işletilmesi gerekmekte ve bunun için ÇED raporu gerekip gerekmediği Bakanlığa sorulduğunda  (Valiliğin Çevre Bakanlığına 15.05.1999 tarihli yazısı), Bakanlık  "eğer liman projesinde tas ocağının yeri işaretlendiyse rapora gerek yoktur, işaretlenmediyse yapılması gerekir'' şeklinde bir görüş bildirmiştir (09.06.1999 tarihli Bakanlığın Valiliğe yazısı). Bunu sonucunda Filyos Limanı Projesinde taş ocağının yerinin işaretlenmediği ortaya çıkmış ve taş ocağı için ÇED Ön Araştırma Sürecinin uygulanacağı bildirilerek bu rapor (KABDAŞLI vd. 1999) hazırlanmıştır.

 


 

Sayfa:7

 Yine yukarıda sözü edilen ve ÇED kapsamında hazırlanan Taşocağı ÇED Ön Araştırma Raporunda Flora ve Fauna başlığı altında verilen (KABDAŞLI vd. 1999: 18) listede bu sahada yayılış gösteren bazı bitki türleri listelenmiş ancak sahanın florasına yabancı birçok tür de bu listeye alınmıştır {Pinus nigra, P. sylvestris, Abies bornmuelleriana, Quervas pubescens gibi). Adı geçen listede Türkiye'nin imza koyduğu uluslararası sözleşmelere göre koruma altına alınmış hiçbir bitki türü de yoktur. Filyos liman sahası ve yakın çevresinde yayılış gösteren bitki topluluklarım bu türlerle sınırlamak son derece yanıltıcıdır. Bu çalışma esnasında sahadan pek çok bitki örneği toplanmıştır. Aşağıda bu konuda ayrıntılı bilgi verilecektir.

Filyos vadisi aşağı kesiminde, Filyos limanının yapılacağı yer ile liman gerisi özellikle bitki toplulukları açısından farklı yaşam alanları ile belirginleşir. Bunlar arasında kısmen farklılaşmış yetişme ortamları ile kıyı kumulları, Filyos çayının zaman zaman denize döküldüğü ağızların değişmesine bağlı olarak oluşan bataklık alanlar, lagünler, Filyos vadisinin alüvyal tabam ve vadiyi her iki yandan sınırlayan tepelik alanlar barındırdıkları çok çeşitli bitki formasyonları ile gerçekten son derece dikkat çekicidir.

 Kıyı kumulları:
Kıyı çizgisinin hemen gerisindeki hareketli kumul sahasının üzerinde genellikle bitki toplulukları yer almaz. Bu kumullar, deniz seviyesinden 1-2 metre yükseltiye sahiptir. Bunların gerisinde yükseltisi ilk sıradan 30-50 santimetre kadar daha az olan bir düzlük uzanmaktadır. Bu düzlüğün özellikle dalgaların eriştiği kesimleri yer yer Çatalağzı termik santralinden denize atılan atıklar ile kömür üretim bölgelerindeki lâvuarlarda yıkanan kömürden çıkan atıklarla kaplanmış ise de, yer yer dağınık olarak yer yer de topluluklar halinde çok sayıda bitki türüne yaşam alam oluşturur (Pancratium maritimum. çeşitli Juncus ve Verbascum türleri, Peucadanum obtusifolium. Xanthium sp.. Trifolium sp., Equisetum arvetıse, Euphorbia türleri, Ephedra major, Eehium plantagineum, Polygonum maritimum, Arıstolochia clematitis, Glaucium flavum gibi). Bunlardan özellikle kum zambakları (Pancratium maritimum) ile Juncus türleri oluşturdukları birlikler ile dikkat çekicidirler. Kumul sahasında yayılış gösteren türlerin bir çoğu kuvvetli kök sistemine sahip tüllerdir. Bu nedenle de kumulların sabitlenmesinde önemli rol oynarlar.

 

Eski Akış Ağızları:
Yer yer bataklık izlenimi veren bu sahalarda Schoenoptectus lacustris ve İris pseudoeorus gibi nemcil türler yayılış göstermektedir.

 
Filyos çayı vadisinin alüvyal tabanı:
Filyos vadi içlerini kaplayan kızılağaç topluluklarına (Alnus glutinosa subsp. glutinosa) alt katta pek çok bitki türü katılmaktadır. Bunlar arasında özellikle Tamarbcler. Euphorbialar, ile taban suyu seviyesinin yüksek olduğu yerlerde irisler ve mızrak şeklindeki görünümlü Alisma plantago-aquatica ile dikkat çekicidir.
 
Filyos vadisini sınırlayan tepelik alanlar:
Bu sahaların doğal bitki örtüsünü oluşturan orman formasyonu özellikle yerleşmelere yakın olan kesimlerde tahrip edilmiş olmakla beraber çok zengin topluluklar oluşturur. Karadeniz kıyılarına genellikle paralel uzanan kıyı dağlarının kuzeye açık yamaçlarım kaplayan nendi orman formasyonun birer parçası olan bu

 


 Sayfa:8
topluluklar hem çeşitlilik açısından hem de yoğunluk açısından son derece zengindirler. Tahrip sahalarım kaplayan çalı formasyonu da çeşitlilik açısından orman formasyonu kadar zengindir.

Filyos vadisini iki yandan sınırlayan tepelik sahaları kaplayan nemli ormanlar içinde hakim elemanlar kayın (Fagus orientalis). gürgen (Carpinus betulus) ve meşe (Quercus petraea subsp. ibérica, Q. frainetto, Q. infectarla subsp. infectoria ) gibi kışın yapraklarım döken yayvan yapraklı ağaç türleridir. Bu türler arasına dağınık olarak karışan ıhlamur (Tilia tomentosa), kestane (Castanea sativa), dişbudak (Fraxlnus ornas), akçaağaç (Acer campestre), karaağaç (Ulmus glabra), kayacık (Ostrya carpinifolia), şimşir (fiuxus sempervirens) diğer belli başlı türler arasındadır. Ormanaltını kaplayan türler ara suida en dikkat çekici olanları orman gülleri (Rhododendron ponticum). sırımbağı {Daphne pontica), çoban püskülü (Ilex aquifolium), sarmaşık (Hederá hélix), mürver (Sambucas nigra). koyunkıran (Hypericum) türleridir.

 
Nemli ormanların tahrip sahalarım kaplayan çalı formasyonu ise psödomaki formasyonudur. Bu formasyon içinde daha çok yaz kış yapraklarım dökmeyen bazı maki elemanları ile kışın yapraklarım döken çalı türleri bir arada bulunurlar. Akçakesme (Phillyrea lotifoü'a), katran ardıcı (Juníperas oxycedrus), laden (Cistus salvlifoltus ve C créticas), defne (Laurus nobitis), inalcık (Cornus mas ve C. sanguínea), fındık (Corylus avellana), yabani erik (Prunus spinosa). Yabani kiraz (Prunus avlum), muşmula (Mespilus germánica), karaçalı (Paliurus aculeatus), geyik dikeni (Crataegus monogyna), kuşkonmaz (Asparagus offîcinalis). herdemtaze/tavşan memesi (Ruscus aculeatus), kartopu (Viburnum tantana), yabani gül (Rosa canina), Staphylea pinnata. Barut ağacı (Frángula atnus), ateş dikeni (Pyrcantha coccínea), kurtbağrı (Ligustrum vulgare), sumak (Rhus cotlnus), yasemin (Jasminum firuticans) gibi türler yer yer içine girilemeyecek kadar sık topluluklar meydana getirirler. 

Orman tahrip sahalarında dikkati çeken çalı toplulukları bazı kesimlerde kesintiye uğrarlar. Bu sahalarda daha çok eğreltilerden ve karaot / bohçaotundan (Helleborus orientalis) oluşan tek düzelik Filyos cayma karışan yan kolların yamaçlarında bozulur. Orman açmalarım kaplayan pek çok tür arasında (Papaver rhoeas, Polypodium vulgare, ínula enpotorium, Erygium sp., Anchusa sp., Cirsium sp., Psorolea bltumlnosea gibi) özellikle orkide familyasına ait üç cins gerçekten çok ilgi çekici görüntüler oluştururlar. Orchls, Ophrys (Ophrys apifera, O. oestrifera ve O. Umbilicata 6 ) ve Serapta cinslerini oluşturan türlerin ortaya çıkardığı coğrafi görünümler sahanın bitki örtüsü bakımından gerçekten dikkate değer olduğunu 

6 :Ophrys umbilicata syn. Ophrys scalopax

 


Sayfa:9

 gösteren önemli örneklerdir7. Bu türler arasına karışan iris sintenisii topluluklarıyla Filyos çayı vadisi bitki örtüsü açısından üzerinde durulması gereken alanlardan birisidir 8.

 Sonuç:

Bu oranda büyük bir projenin insan yaşamı ve doğal yaşam üzerine etkilerinin olacağı kaçınılmazdır. Orada yaşayan halk tarafından limanın yapımı her ne kadar aş. iş anlamına geliyor ise de bugüne kadar sürdürdükleri yaşam tarzlarının ne yönde değişeceği de merak konusudur. Limanın gerisindeki etki sahasında neler olacaktır? Bu Üzerinde durulması gereken en önemli noktalardan birisidir. Özellikle termik santral bu proje kapsamında yapılacak mıdır? Yapılacak ise Filyos çayı vadisinde hakim olan kuzey yönlü rüzgarlar bu santralin etkilerini nerelere kadar taşıyacaktır? 

  • Bu açıdan ele alındığında Filyos limanı, kalkınma açısından büyük öneme sahip olmasına karşılık, doğa ile dengeli olup olmadığı tartışmalı bir tesistir. Limanın yapımında sürdürülebilir kalkınma ilkesinin mutlaka göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Aksine hareket edildiğinde, tekrar geri kazanılması çok pahlı veya mümkün olmayan bazı sonuçların ortaya çıkması beklenmelidir.
     
  • Filyos limanının yapımından soma Kokaksu yerleşmesinin gelişimi teşvik edilmemelidir. Çünkü bu yerleşmenin kuruluş yeri yanlıştır. 1998 selinde meydana gelenler unutulmamalıdır.
     
  • Yapılan arazi çalışmaları sırasında sahadan toplanan bitki örneklerinin henüz tamamı (özellikle otsu türler ve kumul bitkilerinden bazılatı) isimlendirilememiş olmakla beraber Türkiye florası açısından önem taşıyan bazı bitki türlerine de rastlanmıştır. Bunlardan bazıları Peucedanum obtusifolium. Verbascum degenii ve orkide familyasına ait Orehis, Ophrys ve Serapias türleri gibi nadir bitkilerdir. Özettikle CTTES Ek Liste II 9de tüm orkide türleri yer almaktadır. Peucedanum obtusifolium  ise Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı'n da nadir bitkiler arasında (VU) sayılmaktadır (EKİM vd, 2000). Yine sahada yayılış gösteren türler arasındaRuscus aculeatus Avrupa Birliği (EC) Habitatlar Yönetmeliği'nin Ek Liste V de bulunan türler arasındadır (Bu yönetmelik doğal yaşam alanlarının ve türlerin yerinde (in-situ) korunmasına önem vermektedir). 

7 Yurtiçinde geleneksel salep kullanımı ve dış ticaret amacıyla yıllardır süregelen aşırı toplama nedeniyle orkideler Türkiye'nin en çok tehdit altında olan bitkileri arasındadır. Orkideler doğada çok miktarda bir arada bulunmazlar, topluluklar genellikle seyrektir. Türkiye orkideleri içinde bazı cins ve tüner yayılışları sınırlı olan nadir ve endemık bitkilerdir. Bu grup içinde araştırma sahasında da yayılış gösteren Ophrys -lerin tüm türleri de yer almaktadır. Bu türlerin koruma statüleri IUCN kategorilerine göre E (Tehlikede) & R (Nadir) olarak gösterilmektedir (ÖZHATAY vd, 1997:105; EKİM vd, 2000). Ayrıca çalışma esnasında sahadan toplanmış, ancak henüz tanımlanamamış pek çok otsu tür örneği de mevcuttur. Bunlar arasında ülkemiz florası için önem taşıyan örneklerin de olması muhtemeldir.

8 Bu çalışma sırasında Türkiye florası konusunda en önemli eserler arasında bulunan "Flora of Turkey" in 10 cildi taranmış ve Filyos çayı vadisinin aşağı kesimine ait hiçbir kayda rastlanmamıştır.Bu durum çalışma sahasının florasının henüz yeterince araştırılmadığını ortaya koyan en önemli tespitlerden birisidir.

9 Nesli Tehlikede Olan Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretine İlişkin Sözleşme (Convention on International Trade in Endangered Species of Wild Fauna and Flora) 'yi Türkiye 124. ülke olarak 30.09.1994 tarihinde imzalamıştır.

10 Kıyı kerevizinin (Peucedanum oblusi/otıum). Türkiye'nin yalnızca Batı Karadeniz kumullarında 15 kadar topluluğu bilinmektedir. Yunanistan'da yetiştiği hakkındaki kayıt şüphelidir (ÖZHATAY & BYFIELD, 1998:103).

 


Sayfa:10

  • Yeryüzünün biyolojik çeşitlilik açısından en zengin alanları tropikal kuşak içinde yer alıyor ise de, Türkiye bulunduğu ıhman kuşak içinde çok özel bir yere sahiptir. Sahip olduğu genetik kaynakları koruma konusunda yükümlükleri de olan Türkiye bu değerlerini korumak zorundadır.
     
  • Türkiye'nin biyolojik çeşitliliğinin korunması ve gelecek kuşaklara genetik kaynaklarımızın miras olarak bırakılması açısından bu tür büyük projelerin ön araştırmalarının  aceleye getirilmeden, titizlikle yürütülmesi gerekmektedir. Sahanın flora ve faunası detaylı araştırmalarla mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Türkiye limanları içinde tamamlandığında önemli bir yeri olması düşünülen Filyos limanının inşaatına geçilmeden önce oradaki doğal yaşama etkileri konusunda ciddi araştırmaların yapılması gerekmektedir. Bu araştırmaları yürüten grupların içinde mutlaka konusunda uzmanlaşmış coğrafyacılar, özellikle de Türkiye endemikleri konusunda uzmanlaşmış botanikçiler ve zoologlar görevlendirilmelidir. Bu tesisin sahanın hem fiziki hem de beşeri coğrafyasına etkileri ortaya konulmalıdır.

 Kaynaklar

 AVCI, S-, 1998, "Filyos Çayı Havzasının (Karabük-Filyos arası) Coğrafi Etüdü I: Fiziki Şartlar" Coğrafya Dergisi, Sayı 6, s. 217–274. İstanbul.

BYFIELD, A. J. & ÖZHATAY, N., 1995, Towards the Conservation ofTurkey's Northern Sand Dunes. Doğal Hayatı Koruma Derneği. İstanbul.

BYFIELD, A. 1. & ÖZHATAY, N.. 1996, Türkiye'nin Kuzey Kumullarının Korunmasına Yönelik Rapor, Doğal Hayatı Koruma Derneği, İstanbul.

EKİM, T., KOYUNCU, M., VURAL, M., DUMAN, H., AYTAÇ, Z„ ADIGÜZEL. N., 2000. Türkiye Bitkileri Kırmızı Kitabı (Eğrelti ve Tohumlu Bitkiler). Türkiye Tabiatım Konuna Demeği ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi. Ankara.

ERİNÇ, S., 1971, Jeomorfoloji II. İstanbul Üniversitesi yayını. İstanbul.
 

KABDAŞLI. S.. KABDAŞLI. L, AKSOY, H., SEVİMLİ, F. & ÇİTİL. E., 1998, Kardemir Filyos Limanı Çevresel Etki Değerlendirmesi Raporu, İstanbul Teknik Üniversitesi. İstanbul.

KABDAŞLI, S., KABDAŞLI. L, AKSOY, H.. SEVİMLİ F., ÇİTİL. E., BAYHAN, H.. MERCAN, D.E.. GÖRÜR. N. & KUZU, C, 1999, Kardemir Filyos Limanı Taşocağı Çevresel Etki Değerlendirmesi Ön Araştırma Raporu, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul.

KREUTZ. C.A.J.. 1998, Die Orchideen der Türkei. Privately pııbl. by: B.J. Seckel. Langkampweg 1, NL-8101. AR Raalte. The Netherlands.
 

ÖZHATAY. N., KOYUNCU, M, ATAY, S.& BYFIELD, AJ., 1997, Türkiye'de Doğal Tıbbi Bitkilerinin Ticareti Hakkında Bir Çalışma. Doğal Hayatı Konuna Derneği. İstanbul.
 

ÖZHATAY, N, BYFIELD, AJ., 1998. "İstanbul Florasının Önemi ve Tehdit Altındaki Türler". Kasnak Meşesi ve Türkiye Florası Sempozyumu, 21-23 Eylül 1998, s. 96-113, İstanbul.

——— Filyos Vadisi Çevre Düzeni İmar Planı 1/25.000

 Sayfa11

HARİTA1



 Kaynak:
Türkiye'nin Kıyı ve Deniz Alanları III. Ulusal Konferansı Bildiriler 26–29 Haziran 2001 İstanbul.
Limanların Kıyı Alanları Üzerindeki Etkilerine Bir Örnek: Filyos Limanı Projesi.

Prof. Dr. Meral Avcı- Prof. Dr. Sedat Avcı

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü, Müşküle Sokak No 1, 34470 Vefa/İSTANBUL

1 E-posta: mavci@jstanbuLedu.tr

2-posta: sedtavci@jstanbul.edu.fr

 Haber:tefen67

 
Facebook'ta Paylaş...

Haber Tarihi:2011-10-30
Bu haber 4728 kez okunmuştur...

 
  İstatistik
  Dün : 1045
  Bugün : 1187
  Toplam: 6453463
   Online :

  400 konuk,

 
Tefen67.com

<< Ana sayfaya Geri Dön <<

Yorumlar

Raif TOKEL 2013-08-31 :

Sayın Yetkili, Böyle bir bilimsel çalışmayı yapan sayın hocalarıma,bu çalışmaya sitenizde yer verdiğiniz için size teşekkür ederim.Zonguldak İl Turizm Müdürü olarak çalıştığım dönemde, sayın hocamla tanışmış ve onun yöremizle ilgili çalışmalarını dönemin valilerine aktarmıştım.Ülkemizde yöneticiler, siyasetçilere endeksli çalıştığından sayın hocamızın önerilerine itibar edilmedi.Esenlik dileklerimle,saygılar sunarım. Raif TOKEL Kdz.Ereğli Belediyesi Başkanlık Danışmanı,ÇEKÜL Vakfı Temsilcisi,Telefon 0 533 749 81 49


Bu Habere Yorum Yazın

ELEŞTİRİYE EVET HAKARETE HAYIR!...
Yorum köşemiz düşüncelere zenginlik katmak için hizmet vermektedir.
Adı Soyadı :
Email :
Mesajınız :
Güvenlik Doğrulama