Toplumsal bağlamda “Kültürel zenginlik”, süreklilik temeline dayanırsa anlam kazanır. Sürekliliğin sağlanması ise yerleşik kültürle, bir başka deyişle kent kültürüyle olanaklıdır. Genel olarak coğrafyanın, o coğrafyada oturan toplumların birbirleriyle ve yaşadıkları coğrafyayla ilişkilerinin toplamının tarihin kendisini oluşturduğunu düşünürsek, kültürel zenginliği bu tarihsel derinlik içinde ele almak, onunla bağlamak gerekir. Kültürel zenginliği, ulusal ve dinsel kimlikler içine sıkıştırma ve orada arama yerine, bütün bu kaygılardan uzak tarihsel zenginlik ve çeşitlilik içinde değerlendirmek gerekir. Ulusal kültür ancak bu yoldan evrensel kültürle ilişkilendirilebilir ve ancak bu yoldan ulusal kültürün zenginliğinden söz edilebilir. Toplumların entellektüel düzeyinin gelişmesinin, toplumsal aydınlanmanın, demokrasi ve toplumsal refahın gerçek anlamda gelişmesinin yolu da budur.
Filyos’taki antik Tieion kenti bağlamında sorunu özelleştirirsek, biz Çaycuma olarak, Filyos olarak ve hatta Zonguldak olarak bu olağanüstü kültürel zenginliğin neresindeyiz?
Tieion antik kenti bizim için ne ifade ediyor?
Tieion anti kentinin tarihi hakkında ne biliyoruz?
Kaç Çaycumalı, Filyoslu Tieion kentinin kalıntıları arasında saklı gizemleri öğrenme heyecanı taşıyor?
Tieion kent alanında ağır aksak da olsa sürmekte olan kazılara ne kadar ilgiliyiz?
Bu sorulara olumlu yanıt verme olanağımız yok. Eğer olsaydı, olabilseydi, bu Çaycuma’nın ve Filyos’un gururla taşıyabileceği bir onur olurdu; övünç olurdu.
Çaycuma ve Filyos’un Tieon antik kenti ve onun arkasındaki olağanüstü tarihsel zenginliğe sahip çıkma iradesini ortaya koyması, hiç kimsenin kuşkusu olmasın, bölgemiz için yeni bir dönüm noktası olacaktır.
Çünkü Tieon antik kentinin ifade ettiği tarihsel ve kültürel zenginlik bizim kültürümüz ve bizim zenginliğimizdir.
Kaynak: "DEMOKRAT ÇAYCUMA"